İşte yaşamak isteyeceğim bir köy. 10 kadar meyhane, pub, disko, hatta dövme atölyesi bile var. Doğası desen güzel. Yakın çevresinde hatırı sayılır şarap üreticileri bulunuyor. Yürüyüş için de ideal. Hem de Trakya’da. Malûm, Trakyalılar da içkinin hakkını verir.
Burası Kırklareli Babaeski’ye bağlı Büyükmandıra köyü. Belde diye geçse de yerlileri ‘köyümüz’ demeyi tercih ediyor.
Bu ilk gelişim değil. Bizim Reha’nın (Özkanoğlu) meyve bahçeleri, cevizlikleri filan var yörede. Bazen takılırım peşine. Her geldiğimizde de Büyükmandıra meyhanelerinin birinde soluklanırız.
Reha aslında tıp doktoru. Ama hayatı sadece bir boyutuyla yaşayacak insanlardan değil. Entelektüel zekâsı kadar ticari zekâsı da yüksek. Yaklaşık 10 yıldır tarım işinde. Kofçaz’da ceviz bahçeleri, Büyükmandıra yakınlarında meyve bahçeleri var. Modern tarım yapıyor. Çevresini teşvik edip, yüzlerce dönümde üretim yapan bir kooperatif modeli oluşturdu. Bilal de (Dai) bu işe girmeye niyetlenince vesile oldu, düştük yollara. Bilal’i Sarıgazi Keyif Restaurant’a gittiğimizde tanıştırmıştım sizinle.
Arabayla İstanbul’dan Kırklareli Reha kullanırsa iki saat, Bilal kullanırsa üç-üç buçuk saat.
İlk gün Kofçaz’a gidip Kırklareli’de konakladık. Meyve bahçelerini ertesi güne bıraktık ki işimiz bittikten sonra Büyükmandıra’da rakı masasına erkenden oturalım.
Önceki gelişlerimizde tercih ettiğimiz meyhaneyi değiştirmiş Reha, haklı da. Ferda’yla geldiklerinde o güzelim, dünya iyisi Nemo’yu kabul etmemişler. Üstelik dış mekân olmasına rağmen. Türcülük göz yumulacak şey mi? Dedim ya, köyde meyhane bol, biz de Serkan’ın Yeri’ne yöneldik.
Önce biraz köyden bahsedeyim. Koleda Gecesi’ni bilir misiniz? Hani şu ‘Balkan usulü cadılar bayramı etkinliği‘ yakıştırması da yapılan. Hah, işte o etkinlik her yıl ocak ayının ilk haftası Büyükmandıra’da yapılır.