Behzat Şahin: Rakı ölçüsünde yeni kriter: Domuz sıkısı mı Milas dublesi mi?

Bilmeden dükkânın önünden geçsem, burada rakı masası kurabileceğime ihtimal vermez, yürür giderdim. Ciğerin, etin en lezzetli hallerinden birini yiyebileceğimi düşünmezdim. Bir daha gelmek isteyeceğimi hayal dahi edemezdim. Zarf mazruf meselesi işte…

Tirhandil Cup’ın dördüncü ayağıydı hafta sonu. Fırsat buldukça önüne arkasına birer ikişer gün ekler, Bodrum’da geçirdiğim zamanı uzatmaya bakarım. Böylece Meyhane Köşesi hizmetime buralardan da katkıda bulunuyorum. Sizin için daha ne yapayım sayın okur.

Bahsetmiştim, bizimkilerin, yazları charter yapan guletinde kalıyorum yarışa geldiğimde. Yarış kayığımız gibi onun da adı Hızır. Gerence’de bağlı. Erol Ağan yapımı, dört kabinli. Benim için en konforlu otelden daha güzel. Kaptanımız Süleyman (Tura, 45) Mumcular’dan, çevredeki meyhaneleri iyi bilir. Daha geçen yarışta sözleşmiştik, Milas Oto Sanayi’de bir meyhaneye gidelim diye. En son kendi köyündeki Çelikbaş Restaurant’a kalabalık gitmiştik, pek memnunduk hayatımızdan.

Bu kez, yarış sonrasına bir gün ekledim, salı günü döneceğim. Yarışlar hafta sonu. Cuma günleri hava uygunsa tekneyi hazırlar, antrenman yaparız; bu hafta sert, soğuk. Akşama üçüncü ayağın ödül töreni var, Balıkçılar Çarşısı’nda, The Kalamata’da.

Balıkçılar Çarşısı bir ara pek popülerdi, halk arasında Meyhaneler Sokağı diye bilinirdi. Benim de müdavimi olduğum mekânlar vardı. Sonra niyeyse tadı kaçtı. Belki bizim tadımız kaçtı, bilemiyorum. Epeydir gitmiyordum. Bu vesileyle gitmiş olacağım.

The Kalamata, şimdi Meyhaneler Sokağının en büyük işletmesi. Belki oraya artık ‘Meyhaneler Meydanı‘ demek yerinde olur. Bunu küçümsemek için söylemiyorum. Pandemiydi, krizdi, zamlardı derken çarşının müşterisi azalınca meyhaneler kapanmaya başlamış. The Kalamata’nın sahibi Muzaffer Kaya da gelenek yaşasın diye kapanan mekânları devralıp tek marka altında birleştirmiş.

O akşam canlı müzik de vardı. Pek iyiler. Ahmet Kayalar filan. Ama burası Bodrum. Galiba fitili ben ateşlemiş oldum. Alaturaya iliştirdiğim peçetede Ege türküleri ricasında bulundum. Çökertme çalarken Bodrumlu tayfa boş bırakır mı sahneyi? Kollar kanat gibi havada kâh diz kırarak kâh sekerek öyle bir oynadılar ki… Kerimoğlu zeybeğiydi, Sepetçioğlu’ydu derken ortam tam bir şenlik havasına büründü. Bizim ekipten oynayan yok. Hadi ben ve Attila (Yener) oynamayı bilmiyoruz, buranın yerlisi Mustafalar’da da (Özkeskin ve Cengiz) hareket yok. Rakiplerimiz ezdi bizi.

Meğer perşembenin gelişi çarşambadan belliymiş, yarışta da durum değişmedi. Bazen geçer bazen geçilirsin.

Yöre havaları çalınca bizim tirhandilciler coştu.

Daha önce de söylemişimdir, tirhandillerin hayranıyım. Bütün klasik teknelere olduğum gibi. Belki de birkaç on yılda yok olacak bir ustalık geleneği bizim Mustafalar, İlkay Ustalar (Mıstık), Mahir Usta’nın (Top) sayesinde gelecek nesillere taşınacak.

Bu ortada oturan İlkay Usta da (Aslan), Mahir Usta’nın (Top) yaptığı Gara Poşet’in ortaklarından.

Tirhandil Cup da bu teknelerin dikkat ve ilgi çekmesinde önemli bir etken.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Çok Okunanlar

Benzer Haberler
KAÇIRMA

ÜNVER: “ÇİFTÇİNİN ÖDENMEYEN 2024 DESTEKLERİ PUL OLDU!”

https://youtu.be/TBnOAeQC_84?feature=shared CHP Parti Meclisi Üyesi ve Karaman Milletvekili Av. İsmail...

TMO’dan faiz açıklaması: 3-6 aylık banka kredilerine 14,5 milyar TL faiz ödendi!

TMO, Tarımdan Haber’in ‘Toprak Mahsulleri Ofisinde patlak veren faiz...

Konya’da skandal: Kebap ve köfteden domuz eti çıktı

Köfteci Yusuf'ta domuz eti tespit edilmesiyle Türkiye'nin gündemine oturan...

Rekabet Kurumu’ndan BİM’e 1 milyar 300 milyon TL ceza

Rekabet Kurumu, yerinde incelemenin engellendiği gerekçesiyle BİM’e yaklaşık 1,3...