Dur bakalım, Bodrumluların kendine sakladığı daha ne meyhaneler çıkacak ortaya. Açıldığından beri, 15 yıldır önünden geçiyormuşum ama biri de “Gel, şurada rakı içelim” demediğinden, hep sıradan bir köfteci sanmışım.
Nerede biliyor musunuz? Hani Yokuşbaşı’na çıkmadan eski otogara dönülen trafik ışıkları var ya… Hah, onun biraz gerisinde, emniyet müdürlüğünün orada. Anayol üstü yani.

Yeni keşfettim ama ikinci gelişim aslında. İlkinde Tirhandil Cup’ta ikinci gün yarışını bitirmiş, ödül töreni öncesi iki saatlik zamanda bir şeyler atıştırıp iki tek atacak yer aramaya başlamıştık. Yarış arkadaşım, taze kaptan Orkun (Karabulut) “Bir de Milas Köftecisi’ne bakalım” demişti.

Rakı içilebildiğini bilmiyordum o zamana kadar. Beş kişiyiz ama zaman kısıtlı. Bir 70’lik aldık yandaki büfeden; şakşuka, pancar, pazı, çizik zeytin söyledik. Vakit dar ya, hemen ana yemeklere de geçip yaprak ciğer, et kavurma, köfte istedik. Bizde hafif bir pişmanlık, neden dar zamanda geldik ki?