Çocukluğumuzda, mahallenin gür bıyıklı Cumhuriyet okuru abileri vardı. Futbol ya da trafik kazaları… Konu ne olursa olsun, “mesele sınıfsal” diye başlarlardı. Haklı da çıkarlardı. Her işin özü ekonomik ilişkilere bağlanırdı. Sonra o abiler bıyığını kesti, Cumhuriyet okumayı bıraktı. Dönem, süreç, konjonktür gibi popüler kelimeler kullanmaya başladılar. Oysa yoksulluk, mahallemizde çocukluğumuz gibi büyümeye devam ediyordu.
Konuyu nereye getireceğimi anladınız. Okuduğunuz o haberden söz ediyorum: “Tarım Bakanlığı, Danone tarafından A101 için üretilen Birşah marka sütleri, içinden su çıktığı gerekçesiyle toplatma kararı aldı.”
Okuyunca arşivimdeki o rapor aklıma geldi. Asgari ücret ve emekli zammı geldi. Bizim İslamcılar ve Gazze geldi. FETÖ ve Nurcular geldi. Gözaltına alınan Sabri Uzun ve tutuklanan Filistin eylemcisi gençler geldi. Cebimden bıyığımı çıkarıp anlatayım.
‘MARKET MARKALARI’ DÜZENİ
Birşah Süt, Dost Süt, Mis Süt, Migros Süt, Carrefour Süt… Sadece süt için yazdım. Yumurtadan peynire, tuvalet kâğıdından ete kadar son dönemde sepetimize giren markalar çok değişti. Markete gidiyorum, elim hep onlara gidiyor. Nasıl gitmesin? Belirgin şekilde en ucuzu onlar. “Market markaları”, sadece o markete özel üretiliyor.
Kendileri üretiyor sanmayın. Sistemi gelişmiş kapitalist ülkelerden aldık. PL (Private label) sistemi, çoğunu bildiğiniz ünlü markaların, markete özel marka üretmesini anlatıyor. Birşah örneğindeki gibi. Danone, A101’e özel süt üretiyor. Dağıtım, market, raf avantajını kullanan A101; dükkân ordusuyla kâr marjını düşürerek kendi markasını en ucuza satıyor.