Tarım ve Orman Bakanı Prof. Dr. Vahit Kirişci, İstanbul’da gerçekleştirilen “Türkiye Yüzyılı Zirvesi & Para Sohbetleri” programına katıldı.
“TARIMDA PLANLI ÜRETİME GEÇİLMESİ ŞART”
Programda konuşan Bakan Kirişci, tarımda planlama konusuna verdikleri öneme işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Üretimde planlama mutlaka olmalı. Bu çerçevede de Cumhuriyetimizin yüzyılını geride bırakırken Türkiye Yüzyılı’na kapı araladığınız böyle bir yılda inşallah şu anda Meclisimizde olan bir mevzuat çalışmamız var. Gazi meclisimizin bu çalışmaya vereceği destekle tarımda bir planlı döneme geçmiş olacağız. Tarla, ahır, ağıl, kümes sahibinin kendi isteğine göre değil, bizim onların ne üretmesini istediğimizden hareketle bir planlı üretimin gereği olarak üretim yapmalarını sağlayacağız. Bunun da çok önemli olduğunu artık konuyu bilen bilmeyen herkes farkındadır.”
Planlama için ürünleri tasnif etmeleri gerektiğini belirten Kirişci, “Bizim için ürünler iki gruba ayrılır; stratejik olanlar, stratejik olmadığı halde üretilmesinde yarar görülenler. Dolayısıyla biz mutlak surette kendi üretimimizi buna göre planlamalıyız. İhtiyaçlarımız belli. Bunların stratejik olanları ve ne kadar olması gerektiği de belli.” dedi.
Programın ardından değerlendirmelerde bulunan Bakan Kirişci, tarım sektörünün dış ticaret fazlası vermeye devam ettiğini belirterek, “Biraz daha kendimizi zorlasak, inşallah bu yılın sonunda 2002 yılındaki tüm Türkiye’nin ihracatına eş değer bir ihracatı gerçekleştirmiş olacağız.” dedi.
Tarım ihracatında gelinen noktaya ilişkin bilgi veren Kirişci, Türkiye’nin her alanda olduğu gibi tarım ürünleri ihracatının da önemli bir süreç geçirdiğini, 2022 yılında bir önceki yıla göre, yüzde 19’luk artış sağlanarak, 29,9 milyar dolara yaklaşıldığını söyledi.
“İHRACATIMIZ 1,7 MİLYAR DOLARA ULAŞTI”
6,6 milyar dolarlık dış ticaret fazlasının bulunduğunu dile getiren Kirişci, şunları söyledi:
“Dış ticaret fazlası vermeye devam ediyoruz. Dış ticaret fazlası veren bir sektör olarak ihracatımızda büyük bir ivmeyle devam ediyor. Bunun içerisinde bütün tarım ürünleriyle ilgili olan var, gıda ürünleri var, yaş meyve ve sebze var, su ürünleri var. Özellikle onun altını çizmek istiyorum. Çünkü Türkiye Türk somonuyla başlayan bu su ürünleri alanındaki ihracatını önce üretimini artırarak başardı. 2002 yılında 62 bin ton olan üretimimiz, 525 bin tona çıktı. Buna kimse tesadüf, tevafuk, rastlantı falan diyemez. Artı ihracatımız da geçen sene 1,4 milyar dolardı, şimdi 1,7 milyar dolara erişmiş oldu. Bu 1,7 milyar dolar, ihracatta cumhuriyet tarihimizin tüm zamanların rekoru oldu. Biraz daha kendimizi zorlasak, inşallah bu yılın sonunda 2002 yılındaki tüm Türkiye’nin ihracatına eş değer bir ihracatı gerçekleştirmiş olacağız.
Tarım sektörünü ülkeye kambur olarak gören bir bozuk zihniyet var ve üreten insanlara da haksızlık eden bir zihniyet var, biz bundan şikâyetçiyiz. Bir üretici olarak bu tür ithamlara maruz kalmak onlar için çok incitici, çok üzücü, çok esef verici bir durum. Biz kimseye haksızlık yapmamalıyız. Pandemide İspanyol çiftçisi, İtalyan çiftçisi ya ‘benim için sağlığım önemlidir.’ deyip asla evlerinden dışarı çıkmazken bu üreticiler Sayın Cumhurbaşkanımızdan izin istediler ve bu izinler sayesinde de bulundukları yerde üretim faaliyetlerini devam ettirdiler. Ne üretimde ne de tedarikte bir kırılma, bir bozulma olmadı. Biz bu insanlara müteşekkir olmalıyız diyorum. İyi ki o eli öpülesi üreticiler var, üretmeye devam etsinler. Bizim de sloganımız biliyorsunuz, ‘sen üret yeter.’ diyoruz.”
“TÜRKİYE SU STRESİ ALTINDA OLAN BİR ÜLKE”
Kirişci, acil olarak su sorunu yaşayan şehirlerin olup olmadığı yönündeki soruyu şu şekilde yanıtladı:
“Türkiye su stresi altında olan bir ülke. Ama ‘Su stresi altındayız, su fakiri değiliz.’ deyip bizim herhangi bir şekilde tabir yerindeyse böyle israfı görmezlikten, su kayıplarını görmezlikten gelemeyiz. Mutlaka bu alanda hep birlikte 7’den 77’ye hepimizin adımlar atması lazım. Tarımsal sulama konusu Devlet Su İşleri olarak bizim görev alanımızda, yenilenmesi gereken kısımla ilgili çalışmalarımızı da büyük bir hızla sürdürüyoruz çünkü aslan payını su da tarım sektörü alıyor. Ama bir taraftan sanayi sektörü var, sanayinin de suyu tasarruflu kullanması, atık suyu yeniden kullanması, gri su dediğimiz suya ehemmiyet vermesi bunlar da önemli.
Şehirlerimizle ilgili uzun yıllardan beri yaptığımız çalışmalar var. 2020 yılında 81 ilimizin su ile ilgili planlamasını yaptık, 2022 yılında nüfusu 100 binden fazla olan ilçeler de il gibi, onlarla ilgili de planlamaları gerçekleştirdik, bu iş ve işlemler yürüyor. Farkındalık önemli, 7’den 77’ye herkesin kendi üzerine düşeni eksiksiz noksansız yapmalarını sağlamamız gerek.”