Ön yargılara boyun eğmeyen kadınlar, yollarından dönmemiş. Osmaniye’nin Düziçi ilçesinde ilk kadın kooperatifini kuran Rahime Yüksel, çalışırken “Gönül bu sevdadan vaz mı geçecek?” şarkısını söyleyerek hayallerine sımsıkı sarılır.
Türkiye İş Bankası sponsorluğunda Habitat TV’de yayımlanan Toprağına Renk Katanlar belgesel serisi, “Kadından çiftçi olmaz.” inancını başarıyla kırıyor. Dokuz bölümlük belgeselde kadın girişimciler, çiftçiliğin erkeklere has bir meslek olduğu algısını alaşağı ediyor. Her bölümde Türkiye’nin farklı bir yöresine seyahat ederken ataerkil toplumda var olmaya çalışan kadınların cesaretine ve öz güvenlerine gıpta ettim.
“Sevmek emektir.” derler. Çiftçi kadınlar da hayvanlarını ve bitkilerini severek okşayarak büyütür. Osmaniye’de tarım ve hayvancılık yapan Rahime Yüksel ineklerine seslenir: “Günaydın kızlarım. Anneniz geldi. Biricik, Kiraz hadi kızlar gelin.” Kiraz’ın doğumunu kendisi yaptırmış. “Kiraz kızımız çok düşkün bana. Hayvanlar ailemizin parçası.” derken gözleri ışıldar. Şanlıurfa’nın Bakımlı köyünde ejder fideleri yetiştiren Zeynep Yavuz ise “Bitki ne isterse onu yapıyoruz. Ben ve eşim.” derken çocukları gibi yetiştirdiği bitkilerin ailelerinin bir parçası olduğunu vurgular.
İçlerindeki doğa sevgisi sayesinde ailelerindeki genetik hastalıkları kabullenmişler. Hayvancılıktan gelir getiren kadın sayısını arttırmak isteyen Rahime Yüksel’in kocası, Behçet hastası. Antalya’da seracılık yapan Aşkı Çağatay‘ın kalp hastası eşi ve oğlu genç yaşta vefat etmiş. Kadınlar sevdiklerini kaybetse de kendilerini kaybetmemiş. Üreterek hayata tutunmuşlar.
Doğa, çalışmanın her derde deva olduğuna inanan kadınların ilham kaynağı. Kahramanmaraş’ta ilk defa mantar yetiştirmek istediği için “deli” addedilen Cennet Polat, ön yargılara değil, doğaya kulak vermiş: “Bazen pes etme noktasına da gelsek doğaya baktığımızda hayatın hiç aksamadan devam ettiğini görüyoruz. […] Tıpkı doğa gibi her gün yeniden canlanıp kaderimize çizilen yolda yürümeye devam ediyoruz.” Kadınların sevgisiyle yeşeren doğa, onları yaşam enerjisiyle besliyor.
Kadın girişimcileri, deprem bile yollarından döndürememiş. Hatay’da ipek böceği yetiştiren Tülay Genç, “Hayallerimiz, yaşamlarımız, şehrimiz yok oldu. Üreterek yaralarımızı sarmalıyız ki ayağa kalkabilelim.” der. Etrafı ölümle sarılan kadınlar için istihdam alanı yaratır. Kahramanmaraş depreminden sonra hurma ve zeytin yetiştirmekten vazgeçmeyen Cennet Polat ise “Yaşadığı coğrafyaya karşı çıkan bir kadın.” Evlerini ve sokaklarını yok eden depreme inat kadınlar var güçleriyle üretmeye devam eder.