Aylin Öney Tan: Döne döne döner

Döner konusu döne döne gündeme geliyor. Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier, Türkiye ziyaretinde döner ile gastrodiplomasi hamlesi yapmaya çalıştı, ancak pek çok tartışmayı da beraberinde getirdi. Biz de bu bahaneyle dönerin Almanya Türkiye bağlantılarına ve dünya yolculuğuna bir bakalım dedik.

Döne döne döner

Türkiye döneri sahiplenmek konusunda bir adım daha attı, geleneksel ürün adı olarak tescillenmesi için başvurdu. 24 Nisan Avrupa Birliği Resmi Gazetesi’nde yayımlanan başvuru üç aylık itiraz süreci sonunda kesinleşecek. Belgeye göre tescilli döner farklı et veya kıyma ile yapılabilecek ancak et dışı proteinler, soya ürünleri veya nişasta içeremeyecek. Bundan 4 yıl önce dönerin kimlik karnesini oluşturma fikri gündeme gelmişti. Bu kez Almanya ve Türkiye’nin döner üzerinden kardeşliği kurgulanıyor. Kimi çevreler bunu bir dostluk ve gastronomi üzerinden iyi niyetle yapılmış bir dostluk girişimi olarak algılarken kimi çevreler ise kaş yaparken göz çıkarmak gibi yorumlayıp, Alman tarafını oryantalist bir yaklaşım sergilemekle eleştiriyor. Dönerin Almanya yolculuğu ile ilgili pek çok spekülatif iddia da ortaya saçıldı, ama şu da bir gerçek ki, artık “Berlin döneri” diye bir gerçek var.

Döne döne döner

Berlin’in en tipik sokak yemeği  

Almanya’ya gidişi 1960’larda Türkiye’den gelen “Gastarbeiter”, yani “Misafir işçi”ler aracılığıyla oldu.  Türk işçilerin ağırlıklı olarak gittiği kentlerden biri Berlin’di. Doğu Almanya’nın içinde âdeta izole edilmiş bir ada gibi olan Berlin, Almanların çalışmak için pek de tercih etmediği bir kentti. Türk misafir işçiler zaten iş-ev sarmalında izole bir hayat yaşadıkları için Berlin veya başka bir kent çok da fark etmiyordu. O dönemde Türklerin ağırlıklı olarak yerleştiği bölge Doğu Berlin duvarı dibindeki Kreuzberg olmuştu. Kimsenin yerleşmek istemediği en fakir mahalle olan Kreuzberg, Berlin Duvarı’nın yıkılmasını takiben birden kenar mahalle konumundan terfi etti, kentin göbeğindeki en gözde bölge oldu. Artık sadece Türklerin değil, sanatçıların, galerilerin, caz kulüplerinin yer aldığı, kentin en renkli bölgesi hâline geldi. Elbette Kreuzberg aynı zamanda tam bir dönerci cenneti gibiydi, ne de olsa burayı ilk sahiplenenler ve ceremesini çeken Türklerdi. İmren, Tadım, Hasır, Rüya ve vejetaryen döner yapan Vöner gibi nice dönerci buradan doğdu. 1990’ların sonuna gelindiğinde Berlin’in en tipik sokak yemeği olmuştu.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Çok Okunanlar

Benzer Haberler
KAÇIRMA

Kırmızı ette fiyatlar düşecek! Bakanlık büyükbaşın ardından kuzu ithalatı için düğmeye bastı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın vatandaşın kırmızı ete beklediği fiyatlarla...

Pirinçte yaşam maliyetine baskı oluşturabilecek fiyat artışı! Japonya 18 yılın zirvesinde

Japonya Tarım, Orman ve Balıkçılık Bakanlığı açıklamasına göre, 60...

MGM: Havalar soğuyor, kar geliyor

Meteoroloji Genel Müdürlüğü (MGM), sıcaklıkların ülke genelinde 10-15 derece...

Ömer Fethi Gürer: Et ithalatıyla piyasanın dengesi bozuluyor, üretici emeğinin karşılığını alamıyor

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, çiftçi Hasan Erdal'ın...