Enflasyon sepetinde gıdanın payının yüzde 24,8 gibi yüksek bir seviyede olması gıda enflasyonunun hep gündemde kalmasına neden oluyor. Kabaca dörtte birlik bu oranın özellikle gelir düzeyi düştükçe arttığı düşünüldüğünde, dar gelirlilerin mutfak enflasyonunu daha fazla hissettiklerini söylemek yanıltıcı olmaz.
Bu konuda Cumhuriyet tarihi boyunca birçok yasal düzenleme yapılmış olup, 11.03.2010 Tarih ve 5957 Sayılı Sebze ve Meyveler ile Arz ve Talep Derinliği Bulunan Diğer Malların Ticaretinin Düzenlenmesi Hakkında Kanunda bazı maddelerin değişikliğini öngörülen yasa taslağı ile gelen yeniliklere son yazımızda değinmiştik.
Mevzuat çalışmaları
Yaş meyve-sebze pazarlaması konusunda ilk düzenleme 1960 yılında “Toptancı Halleri… Kanunu” ile yapılmış. Uzun bir aradan sonra 1995’te bir kararname yayımlanmış, 1997’de bunu bir yönetmelik izlemiş, 1998 ve 2007’de kanunun bazı maddeleri değiştirilmiş. 5957 Sayılı Kanun 2010’da çıkmış ve 2012’de yürürlüğe girmiş ve nihayet bugün tartışmakta olduğumuz taslağa gelinmiş.
Bu yazıda ve muhtemelen izleyen yazılarda daha çok paydaş görüşleri, araştırma sonuçları, yanlış bilinen gerçekler ve ortak akıl stratejisi üzerinde duracağız.
Yasa taslağına katkı sağlayacak bilgi birikimi mevcut
İlk olarak, konu hakkında çok sayıda akademik çalışması bulunan Avrasya Tarım Ekonomistleri Derneği (ATED) Başkanı ve Selçuk Üniversitesi Rektör Yardımcısı, değerli dostum Prof. Dr. Zeki Bayramoğlu ile uzunca bir görüşme yaptım.
2019 yılında, Zeki Hocanın düzenlediği, o zaman da gündemde olan Hal Yasa Taslağı’nın da tartışıldığı, Bilim Kurulu’nda yer aldığım ve bir bölümüne de başkanlık ettiğim “Yaş Meyve ve Sebze Çalıştayı”, aslında tüm paydaşları buluşturmuş ve çok değerli fikirleri kayda geçirmişti.
Çalıştay raporunda, TAGEM tarafından desteklenen “Domates Pazarlama Kanallarının ve Pazar Marjının Tespiti Üzerine Bir Araştırma” başlıklı projenin bazı sonuçları da yer alıyor. Raporda, haller konusunda; hallerdeki komisyoncuların üreticileri, tüccarların ise tüketicileri temsil ettiği, hallerin borsa görevi görerek tam rekabet piyasası ölçütlerine göre yaş meyve-sebze fiyatlarının oluşumunu sağladıkları, yaş meyve-sebzenin yüzde 50 kadarının haller üzerinden pazarlandığı, kayıt dışılığın haller dışında daha fazla olduğu, üretici örgütlerinin zayıf olmasından dolayı kendilerine sağlanan avantajlardan yararlanamadıkları, hallerde vergilerin yüksekliğinden dolayı atık ve kayıp beyanlarının yüksek olduğu, medyadaki dezenformasyonun üretici, komisyoncu ve perakendecilere duyulan güveni zedelediği, ürün bildirimlerinin ürün çeşidi ve kalitesine göre yapılması gerektiği tespitleri mevcut.