Ahmet Çınar: Türkiye’de Ziraat Eğitimi ve Tarım Politikası Arasındaki Uyum Sorunu: 21. Yüzyıla Uygun Müfredat İhtiyacı

Tarım sektörü, 21. yüzyılda yalnızca üretim değil; yazılım, biyoteknoloji, veri analitiği ve sürdürülebilirlik gibi çok disiplinli yaklaşımlarla yeniden tanımlanmıştır. Ne var ki Türkiye’de halen 43 Ziraat Fakültesinde uygulanan lisans müfredatları bu dönüşümün oldukça gerisindedir.

Mevcut eğitim içerikleriyle günümüz tarımını analiz etmek, gelişmeleri takip etmek ve uluslararası teknolojik işbirliklerine açık bir mühendis profili geliştirmek mümkün değildir. 1960 sonrası dünyada yaşanan Yeşil Devrim, genetik ıslah, agrokimyasallar ve mekanizasyon gibi alanlarda büyük başarılar getirmiştir. Ancak Türkiye bu süreçte, ne yazık ki dışa bağımlı, fason üretim anlayışının ötesine geçememiştir.

Bugün içinde bulunduğumuz noktada, geçmiş yüzyılın eğitim kalıplarıyla geleceğin Ziraat Mühendislerini yetiştirmek neredeyse imkânsız hale gelmiştir. Bu nedenle tarım eğitiminde, özellikle lisans ve lisansüstü düzeyde, köklü ve yapısal bir reforma ihtiyaç vardır.

Hazırladığım rapor, bu gerekliliği çeşitli boyutlarıyla ele almakta ve çözüm önerileri sunmaktadır. Rapor, başta YÖK olmak üzere Çukurova Üniversitesi Rektörlüğü, Ziraat Fakültesi Dekanlığı, ilgili bölüm başkanlıkları ve meslek kuruluşlarıyla paylaşılmıştır. Ancak iki aydır herhangi bir kurumsal geri dönüş alınmamıştır.

Bu sessizlik karşısında, söz konusu çalışmayı kamuoyuyla – özellikle de bu konulara duyarlılık gösteren Facebook çevremle – paylaşmaya karar verdim. Tarım eğitimi konusunda ciddi ve kararlı bir dönüşüm sağlanmadıkça, Türkiye’nin tarımda stratejik bir konum elde etmesi mümkün değildir.

Bu dönüşüm yalnızca ulusal düzeyde ele alınmamalı; reform sürecine uluslararası paydaşların da dahil edilmesi sağlanmalıdır. Zira çağın gerekliliklerine cevap vermekte zorlanan kurumların tek başına bu sorumluluğu üstlenmesi gerçekçi değildir.

Tarım Eğitiminde Yeni Bir Çağ: 21. Yüzyıl Teknolojileri Entegrasyon Stratejisi

1. Mevcut Durumun Derinlemesine Analizi: Kronikleşen Yetersizlikler ve Acil İhtiyaçlar

• Müfredatın Çağ Dışılığı: Türkiye’deki tarım lisans ve yüksek lisans programlarında biyoteknoloji (genom düzenleme araçları CRISPR-Cas9 ve benzerleri, sentetik biyoloji, bitki mikrobiyom mühendisliği) ve yazılım teknolojilerini (yapay zeka tabanlı karar destek sistemleri, büyük veri analitiği, nesnelerin interneti (IoT) tabanlı akıllı tarım uygulamaları, drone teknolojileri, robotik otomasyon) yeterince içermemektedir. Bu durum, mezunların sektörün ve dünyanın geldiği noktadan uzaklaşmasına ve dolayısıyla ülkenin rekabet gücünün zayıflamasına neden olmaktadır.

• Teknolojik Bağımlılığın Boyutları: Türkiye’nin sadece genetik materyal ve agrokimyasallar alanında değil, aynı zamanda modern tarım teknolojileri, yazılım çözümleri ve hassas tarım ekipmanları konusunda da büyük ölçüde dışa bağımlı olması, stratejik bir zafiyet yaratmaktadır. Yerli AR-GE’nin yetersizliği, bu bağımlılığı derinleştirmekte ve ekonomik kayıplara yol açmaktadır.

• Akademik Yapının Atalet ve Yetersizliği: Mevcut akademik yapının, yeni teknolojilere hızla adapte olma, gerekli uzmanlığı bünyesinde barındırma ve dinamik müfredat değişiklikleri yapma konusunda yaşadığı zorluklar, yapısal bir sorundur. Öğretim kadrosunun bir kısmının bu yeni alanlardaki bilgi ve deneyim eksikliği, laboratuvar ve teknolojik altyapı yetersizlikleri, interdisiplİner koordinasyonun yaratılmamış olması ve bürokratik engeller, değişimin önünde önemli birer bariyer teşkil etmektedir.

2. Dönüşüm İçin Stratejik Yaklaşımlar: Uluslararası İşbirliği ve Çok Boyutlu Reform
A. Uluslararası İşbirlikleri ve Kurumsal Destek Mekanizmaları:

• UNESCO, FAO, IFAD, Dünya Bankası ve Bölgesel Kalkınma Bankaları: Bu kuruluşlardan sadece finansal destek değil, aynı zamanda uluslararası en iyi uygulamaların transferi, uzman havuzlarına erişim ve politika geliştirme süreçlerinde rehberlik talep edilmelidir. Özellikle müfredat geliştirme, öğretim materyalleri hazırlama ve laboratuvar kurulumu konularında teknik destek hayati önem taşımaktadır.

• Lider Tarım Üniversiteleri ile Stratejik Ortaklıklar: Dünyanın önde gelen tarım üniversiteleri (örneğin, Wageningen Üniversitesi, Kaliforniya Üniversitesi Davis, Cornell Üniversitesi, ETH Zürih) ile ikili anlaşmalar yapılarak öğrenci ve öğretim üyesi değişim programları, ortak araştırma projeleri ve müfredat geliştirme çalışmaları yürütülmelidir. Bu üniversitelerin deneyimleri, Türkiye’ye model oluşturacak niteliktedir.

• Uluslararası Araştırma Enstitüleri ve Merkezleri: Uluslararası bitki biyoteknolojisi merkezleri (örneğin, CGIAR bünyesindeki merkezler), genomik araştırma enstitüleri ve yapay zeka/robotik tarım üzerine uzmanlaşmış kuruluşlarla işbirliği yapılarak bilgi ve teknoloji transferi sağlanmalıdır.

B. Kapsamlı Müfredat Reformu ve Yenilikçi Öğretim Metotları:

• Modüler ve Esnek Müfredat Yapısı: Geleneksel ders yapısından ziyade, öğrencilerin ilgi alanlarına ve sektörün ihtiyaçlarına göre özelleşebilen modüler bir yapıya geçilmelidir. Bu modüller, temel tarım bilimlerinin yanı sıra derinlemesine biyoteknoloji ve yazılım teknolojileri içeriği sunmalıdır.

• Uygulamalı ve Proje Tabanlı Öğrenme: Teorik bilgilerin yanı sıra, laboratuvar çalışmaları, saha uygulamaları, endüstri projeleri ve start-up geliştirme odaklı dersler müfredatın önemli bir parçası olmalıdır. Öğrencilerin gerçek dünya sorunlarına çözüm üretebilecekleri bir öğrenme ortamı yaratılmalıdır.

• Disiplinlerarası Yaklaşım: Biyoloji, genetik, bilgisayar mühendisliği, yazılım geliştirme, ziraat mühendisliği ve ekonomi gibi farklı disiplinlerden uzmanların bir araya geldiği ortak dersler ve projeler teşvik edilmelidir. Bu, öğrencilerin çok boyutlu düşünme ve karmaşık sorunlara bütüncül çözümler üretme becerilerini geliştirecektir.

• Sürekli Güncellenen İçerik: Teknoloji hızla geliştiği için müfredatın düzenli olarak güncellenmesi ve yeni gelişmeleri içerecek şekilde revize edilmesi için mekanizmalar oluşturulmalıdır. Sektör temsilcileri ve uluslararası uzmanların katılımıyla yıllık müfredat değerlendirme toplantıları düzenlenebilir.

C. Altyapı ve Kaynakların Stratejik Tahsisi:

• Yüksek Teknolojiye Sahip Laboratuvarlar: Biyoteknoloji (gen düzenleme, moleküler analiz, mikrobiyom analizi vb.) ve yazılım/donanım (ileri düzey bilgisayarlar, sensörler, drone’lar, robotik ekipmanlar) altyapısına sahip modern laboratuvarlar kurulmalıdır. Bu laboratuvarların kurulumunda uluslararası işbirlikleri ve fonlar etkin bir şekilde kullanılmalıdır.

• Dijital Öğrenme Platformları ve Kaynakları: Öğrencilere ve öğretim üyelerine yönelik kapsamlı online öğrenme platformları, simülasyon yazılımları, açık erişimli bilimsel yayınlar ve veri tabanları sağlanmalıdır. FAO’nun açık kaynaklı tarım teknolojileri platformları örnek alınabilir.

• Sektörle Entegre Araştırma ve Uygulama Alanları: Üniversitelerin bünyesinde veya yakınında, özel sektörle işbirliği içinde kurulacak AR-GE merkezleri ve uygulama çiftlikleri, öğrencilerin ve akademisyenlerin gerçek dünya koşullarında deneyim kazanmalarını sağlayacaktır.

D. Akademik Kadronun Geliştirilmesi ve Uluslararası Uzman Desteği:

• Yurt Dışı Doktora ve Post-Doktora Bursları: Özellikle biyoteknoloji ve yazılım teknolojileri alanlarında genç akademisyenlerin dünyanın önde gelen üniversitelerinde doktora ve post-doktora yapmaları için kapsamlı burs programları oluşturulmalıdır. Bu programlar, YÖK, TÜBİTAK ve uluslararası kuruluşların işbirliğiyle finanse edilebilir.

• Uluslararası Uzmanların İstihdamı ve Misafir Öğretim Üyeliği: Başlangıç aşamasında, uluslararası alanda tanınmış uzmanlar ve deneyimli araştırmacılar, belirli sürelerle Türkiye’deki üniversitelerde görevlendirilmeli, laboratuvarların kurulmasına öncülük etmeli, öğretim üyelerine mentorluk yapmalı ve öğrencilere ileri düzey eğitimler vermelidir. Bu uzmanların ücretleri uluslararası fonlar ve özel sektör katkılarıyla karşılanabilir.

• Yoğunlaştırılmış Eğitim Programları ve Çalıştaylar: Mevcut öğretim üyelerinin yeni teknolojiler konusunda bilgi ve becerilerini artırmak amacıyla uluslararası uzmanlar tarafından verilecek yoğunlaştırılmış eğitim programları, çalıştaylar ve seminerler düzenlenmelidir. Bu eğitimler, hem teorik bilgiyi hem de pratik uygulamaları içermelidir.

3. Uygulama ve İzleme Mekanizmaları:

• Ulusal Tarım Teknolojisi Eğitim Koordinasyon Kurulu: YÖK, Tarım ve Orman Bakanlığı, TÜBİTAK, üniversiteler, özel sektör temsilcileri ve uluslararası uzmanlardan oluşacak bir koordinasyon kurulu oluşturulmalıdır. Bu kurul, stratejik planın uygulanmasını denetleyecek, politika önerileri geliştirecek ve paydaşlar arasında işbirliğini sağlayacaktır.

• Pilot Üniversitelerde Uygulama ve Değerlendirme: Başlangıçta belirlenecek pilot üniversitelerde (önerdiğiniz gibi Çukurova, Ankara, Ege gibi köklü tarım fakültelerine sahip üniversiteler uygun olabilir) yeni müfredat ve öğretim metotları uygulanmaya başlanmalı ve elde edilen sonuçlar düzenli olarak izlenmelidir. Bu pilot uygulamalar, diğer üniversitelere örnek teşkil edecektir.

• Performans Göstergeleri ve Değerlendirme Kriterleri: Uygulamanın başarısını ölçmek için somut performans göstergeleri (yayın sayısı, patent başvuruları, start-up sayısı, mezunların istihdam oranları vb.) belirlenmeli ve düzenli olarak değerlendirme raporları hazırlanmalıdır.

4. Sürdürülebilirlik ve Yaygınlaştırma Stratejileri:

• Yerel Uzmanlaşma Merkezlerinin Oluşturulması: Uluslararası uzmanların mentorluğunda, pilot üniversitelerde biyoteknoloji ve yazılım teknolojileri alanlarında yerel uzmanlaşma merkezleri kurulmalıdır. Bu merkezler, gelecekteki eğitim ve araştırma faaliyetlerinin sürdürülebilirliğini sağlayacaktır.

• Öğretim Üyesi Yetiştirme Programları: Yurt dışı eğitimlerini tamamlayan genç akademisyenlerin Türkiye’ye dönerek bu merkezlerde görev almaları teşvik edilmeli ve onlara kariyer gelişimleri için destek sağlanmalıdır.

• Açık Eğitim Kaynakları ve Dijital Platformlar: Geliştirilen yeni müfredat, ders materyalleri ve eğitim kaynakları açık erişimli platformlarda paylaşılmalı ve diğer üniversitelerin de bu kaynaklardan faydalanması teşvik edilmelidir.

• Sektörle Sürekli İşbirliği: Tarım sektörü temsilcileriyle düzenli toplantılar ve çalıştaylar düzenlenerek sektörün değişen ihtiyaçları ve teknolojik gelişmeler hakkında geri bildirim alınmalı ve müfredat buna göre güncellenmelidir.

5. Olası Riskler ve Önleyici Tedbirler:

• Akademik Camianın Direnci: Yeniliklere karşı direnci kırmak için güçlü bir liderlik, şeffaf iletişim, teşvik mekanizmaları ve başarılı örneklerin paylaşılması önemlidir.

• Finansman Sorunları: Uluslararası fonların yanı sıra, ulusal bütçeden ayrılacak kaynakların artırılması, özel sektör sponsorlukları ve AR-GE fonlarının etkin kullanımı sağlanmalıdır.

• Beyin Göçü: Yetiştirilen uzmanların yurt dışına gitmesini engellemek için cazip kariyer olanakları, rekabetçi maaşlar ve iyi çalışma koşulları sunulmalıdır. Ayrıca, yurt dışında çalışan Türk bilim insanlarının ülkeye dönmelerini teşvik edici programlar oluşturulmalıdır.

Sonuç:

Türkiye’nin tarım sektöründe 21. yüzyılın teknolojilerini etkin bir şekilde kullanabilmesi ve küresel rekabette öne çıkabilmesi için tarım eğitiminde köklü bir dönüşüm şarttır. Bu dönüşüm, uluslararası işbirliği, kapsamlı müfredat reformu, modern altyapı yatırımları ve nitelikli akademik kadronun yetiştirilmesiyle mümkün olacaktır. Önerdiğiniz pilot ülke yaklaşımı, kaynakların etkin kullanımı ve başarılı modellerin oluşturulması açısından son derece önemlidir. Bu detaylı eylem planı, Türkiye’nin bu hayati dönüşümü gerçekleştirmesi için somut adımlar sunmaktadır. Unutulmamalıdır ki, bu süreç sadece planlama ve bütçe ayırmakla kalmayıp, uluslararası uzmanların aktif katılımıyla hayata geçirilmelidir.

Çok Okunanlar

Benzer Haberler
KAÇIRMA

İrfan Donat: Çiftçi hem borçlu hem yaşlı

Yeni araştırmaya göre Türkiye’de “Herhangi bir sorun yaşamıyorum” diyen...

Çiftçi Borç Kıskacında: Destek 44 Kat, Borçlar 198 Kat Arttı

Gazi Kutlu Küresel ısınma, iklim değişikliği, ekonomik savaşlar, tarife kısıtlamaları...

AKP’den zeytinliklerde madenciliğin önünü açan kanun teklifi Meclis’te

AKP, enerji ve madencilik alanında önemli değişiklikler öngören kanun...

Hayvancılığa yabancı çoban desteği: Çalışma izni başvuruları başladı

Hayvancılık sektöründe, üreticinin elini rahatlatacak yabancı çoban desteği için...