Çiftçiler, Babil bahçelerinden bölgeye getirildiğine inanılan Suruç narını geleneksel yöntemlerle yetiştiriyor. İri ve orta boylu Suruç narı; ince ve elastik kabuğu, kabuğunun sarımsı rengi ve tatlı-ekşi aromasıyla Türkiye’de yetişen diğer narlardan ayrılıyor…
Avrupa Birliği şimdiye dek 21 Türk ürününü tanıdı. Bu ürünlerden biri de, adı korumalı menşe adı (PDO) ile tescillenen Suruç narı.
Bu iri ve orta boylu meyve, ince ve elastik kabuğu, kabuğunun sarımsı rengi ve tatlı-ekşi aromasıyla Türkiye’de yetişen diğer narlardan ayrılıyor. Tadından dolayı, genellikle ‘sofralık nar’ olarak tüketiliyor.
AB tanınırlığı, “Suruç narı” isminin korunmasına, ürünü ve ürünün coğrafi üretim alanıyla bağlantılı benzersiz özelliklerinin yanı sıra geleneksel bilgi birikiminin de tanıtılmasına yardımcı oluyor.
AB Türkiye Delegasyonu Başkanı, Büyükelçi Nikolaus Meyer-Landrut’a göre “Türkiye’nin köklü bir mutfak geleneği ve tarihi var. Coğrafi işaretler bölgesel ürünlere değer katıyor ve onları sahtecilik ve sahtekarlıktan koruyor. PDO logosu sayesinde tüketiciler gerçek Suruç narı aldıklarını biliyorlar. Bu tescil, bu mükemmel narın çalışkan üreticilerini Türkiye’de ve AB’de daha geniş bir tanınırlığa kavuşturmaya yardım ediyor.”
Kökeni ve özellikleri
Suruç narının bölgeye Babil bahçelerinden getirildiğine inanılıyor. Bu narın gen kaynağı Şanlıurfa’nın Suruç ilçesi olduğundan bölgede yüzyıllardır üretimi sürdürülüyor. Pomolojik (meyveleri, yetiştirmedeki kültür tekniklerini ve meyve ağaçlarındaki fiziksel gelişmeleri inceleyen botanik dalı) ve organoleptik (yiyecek ve içeceklerin; tat, görme, koku ve dokunma gibi duyular aracılığıyla bireysel deneyim yaratan karakterleri) özellikleri, yüksek sıcaklık, yüksek güneşli gün sayısı, nispeten düşük bağıl nem gibi yerel iklim ve toprağın su içeriği ile şekilleniyor.
Suruç narı ince ve elastik kabuğu ve kabuğunun sarımsı rengi ile diğer narlardan ayrılıyor
Suruç narının kendine has özelliklerini kazanması için su, olmazsa olmazların başında geliyor.
Uzun ve sıcak yaz mevsiminde meyvenin gelişimi sırasında Suruç narının su ihtiyacını toprak yüzeyinin altındaki su tabakaları (aküfer) karşılıyor. Uzun güneşli günler, sürekli su temini ve nispeten düşük bağıl nem, Suruç narına eşsiz tat, renk ve cilt dokusunu veriyor. Çiftçilerin sulama zamanına karar verme ve hasattan önce ağaçları yıkama konusundaki geleneksel deneyimi bu özelliklere katkıda bulunuyor.