Prof. Dr. Aykut Gül: İklim değişimi, verimlilik ve buğday alım fiyatı

0
291

Pandemi, ekonomik sıkıntılar, Ukrayna-Rusya Savaşı ve asrın depremi derken bugünlerde iklimsel değişimleri çok bariz bir şekilde hissediyoruz. Buğday hasadı oldukça gecikmeli başladı. Mevsimlerin yaklaşık olarak bir ay kaydığını gözlemliyor ve hissedebiliyoruz. Adana gibi sıcak ve nemli bir bölgede haziran henüz klima açmadık.

Artık herkes “havadan sudan” konuşuyor bugünlerde. Kimine göre yaşanan bu mevsimsel anormallikler kıyametin habercisi, kimine göre ise yaz geciktiğine göre kış da gecikecek… Elbette ki iklimsel değişimler en çok tarım sektörünü etkiliyor. Ekimden hasada kadar tüm işlem tarihlerinin değişmesi, bazı yerlerde, bazı ürünler için avantaj gibi görünse de her değişim sonuçta çeşitli risk ve belirsizlikleri beraberinde getiriyor.

Buğday hasadı devam ediyor

Adana İl Tarım ve Orman Müdürü Muhammet Ali Tekin’e göre, bu yıl Adana’da 1 milyon 400 bin dekarda 700 bin ton rekolte alınması hedefleniyor. Ceyhan İlçesi’nde birçok üreticiden verimin düşüklüğü yönünde haberler gelmekle birlikte Adana genelinde belirgin bir düşüş beklenmiyor. Türkiye genelinde ise yüzde beşlik artışla 21 milyon tona yakın bir rekolte beklentisi moralleri yükseltiyor.

Kurak geçen kış aylarının ardından bahar aylarında geç de olsa gelen yağışların verimi yükselttiği beklentisi hâkim. Bununla beraber Tahıl Koridoru Anlaşması nedeniyle depoların dolu olduğu, dünyada ve ülkemizde buğday fiyat seviyesinin düşük olduğu endişeleri dile getirilirken hükümetten buğday taban fiyatına yönelik açıklama geldi.

Buna göre ekmeklik buğdayda ton başına 8.250 TL+1.000 TL destek sağlanacak. Bazı kesimlerin beklentisi 10.000 TL’nin üzerinde olmakla birlikte açıklanan alım rakamının maliyetleri rahatlıkla karşıladığı ve dünya fiyatlarının oldukça üzerinde olduğu sektör temsilcileri tarafından ifade edilmekte. Birçok üretici, fiyat konusunda memnuniyetini belirtmekle birlikte önümüzdeki dönemde girdi maliyetlerinin yükseleceği endişelerini de dile getiriyor.

Üretimden çok ürün piyasalarında sorun var

Daha önceki yazılarımda da çok sık yer verdiğim tarım ürünleri piyasaları konusu yeni dönemde de hep gündemimizde olacak. Başta siyasiler olmak üzere, sofrada kendine yer bulan-bulamayan bu ülkenin her bir ferdi gıda fiyatlarını konuşmaya devam edecek. Kısa dönemde arz ve talep esnekliklerinin düşüklüğünden, gıdanın canlılığını devam ettiren bir ürün olmasından ve piyasalardaki spekülatif hareketlerden dolayı bunu zaten sıfırlamak mümkün olmayacak.

Ancak başta Gıda ve Tarımsal Ürün Piyasaları İzleme ve Değerlendirme Komitesi olmak üzere, ilgili kurum ve kuruluşların daha etkili bir politika izlemesi gerekecek. Aksi halde üretici, bin bir zahmetle ürettiği ürünün karşılığını alamayacak, tüketici de ağız tadıyla sofrasına oturamayacak. Alın terinin karşılığı ise az sayıdaki spekülatörlerin kasasına akacak.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz