Gıda güvenliği, gıda güvenirliği, gıda güvencesi, sağlıklı gıda, dengeli beslenme vb. şekillerde ifade edilen konular, tarım politikalarının temel amaçları arasında.
Dijitalleşme ile bilgiye erişim kolaylaşırken bilgi de giderek kirleniyor. Sosyal medya platformları, yanlış algıların oluşturulduğu, manipülatif ve spekülatif enformasyonun hızla yayıldığı alanlar. Sonuçta konu uzmanları dışında güvenilir bilgiyi diğerlerinden ayıramayan modern toplumlar oluşuyor.
Özellikle tarım sektörü özelinde; üretici ve tüketici sorunlarına yönelik olarak üniversitelerde yapılan bilimsel çalışmalar, yayınlar ve tezler ile bunları dikkate alarak politika üretmeleri gereken ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının arasında yeterli koordinasyonun olmaması, emek, zaman ve kaynak israfına neden oluyor.Bunun istisnası olan az sayıdaki örnekten birisini, bugünkü yazımda konu edineceğim.
Piliç etine dair algılar ve gerçekler
Geçen yıl, gıda güvenirliği konusunda, üretici, tüketici, araştırma kuruluşları ve politika yapıcıları yakından ilgilendiren bir bilimsel tez çalışması sonuçlandı.
Danışmanlığını yaptığım doktora tezi, “Türkiye’de Piliç Eti Güvenilirliği, Riskler, Algılar ve Gerçekler” başlığıyla Doç. Dr. Gökhan FİLİK tarafından hazırlandı. Çok hacimli ve kamuoyunu ilgilendiren çok değerli bilgileri içeren, YÖK Tez Merkezinden ulaşılabilecek bu tezin çok özet sonuçlarını siz değerli okurlarımla paylaşmak istiyorum.
Türkiye’de tarımsal ürünlerin, konu uzmanı olmayan ve geniş halk kitlelerine hitap edebilecek mercilerce sürekli yıpratılmakta olduğu; bunda en büyük payı hayvancılığın, hayvancılık içerisinde ise etlik pilicin sağlıksız ve riskli bir ürün olduğunun sürekli olarak işlendiği; bu nedenle, Türkiye’de piliç etine olan güvenle ilgili risklerin, algıların ve gerçeklerin ortaya konulması amacıyla bu tez yürütülmüştür.