Toprak sorunu, bir sonraki seçimden başka kaygısı olmayan popülist ve pragmatist politikacılara bırakılamayacak kadar önemli.
Toprakların değerlendirilmesini bilmek, kendimizi bilmek kadar değerlidir.
İktisadi gelişmeler ilgi menzilinizdeyse, ekonomiyi kaliteli yönetmenin ne anlama geldiğini sorgulamışsınızdır. İktisadi gelişmenin kalitesini “ fırsatları en üst düzeyde değerlendirme, tehlikeleri de en düşük maliyetle atlatma becerisiyle” ölçebiliriz.
Profesyonel iş alanınınız “ekonomi-odaklı ihtisas medyası” ise, toprak, tarım ve hayvancılık göreli olarak imalat ve hizmet kesimine göre gerileme sürecinde olsa da, milli gelirdeki payı azalsa da; “gıda arzı güvenliğinin ” ulusun “beka” sorunu olduğunu aklınızdan hiç çıkarmazsınız. Tarım ve hayvancılıkla ilgili küresel ölçekte gelişmeler, sarsılmaz bir inatla izini sürdüğünüz konular arasında ilk sıralardaki yerini alır.
Jeo Studwel, sahada yaptığı ayrıntılı gözlemlerini paylaştığı “ Asya Nasıl Başardı? kitabının ilk bölümü toprakla ilgilidir. “Toprak: Bahçeciliğin Zaferi” başlıklı bölümün son cümlesinde, “Ekonomik dönüşümde tarımın muazzam önemi asla unutulmamalı” diye haykırır.
Kalkınma sorunlarıyla ilgilenenler bilir; bir toplumun elinin menzili altındaki kaynakları etkin ve verimli değerlendirmesi, ekonomik gelişmenin ilk adımıdır. Canımız ve aklımızdan sonra en değerli varlığımız olan toprakların değerlendirilmesinde belli düzeyi yakalayamayan toplumlar, dışardan büyük kaynaklar bulsalar da ülkeyi düze çıkaracak sonuçlar yaratamıyor.
Toprak, uğruna can verilen en değerli varlığımızdır; toprakları değerlendirmesini bilmek, kendimizi bilmek kadar önemli, değerli ve anlamlıdır.
“Kolektif anlam üretme”
Toprak, tarım ve hayvancılıkla ilgili “kendi hakikatlerimizi” kamuoyuyla paylaşırken, ilk sıraya “ toprakların etkin ve verimli kullanmanın yol ve yöntemlerini bulmayı”, ikinci sıraya da “toprak mülkiyeti ile işlenmesi arasındaki etkileşimi çağın gereklerine uygun hale getirmeyi” koyuyoruz. Zihni modelimiz,“ topraklarımızı değerlendirmede boşluklar yaratan önemli eksiklerimizden biri de yaygın devlet algımızdır” varsayımına dayanıyor.