Ülkede sübvansiyonlar düşük. Ar-Ge’ye rekor paralar harcamıyorlar. Sırları deneysel mantarlar ve robotik arılarda, cep telefonundan izlenen besi hayvanlarında yatıyor.
Justin Dickens Avustralya’nın New South Wales eyaletinde bulunan Orange kasabası yakınlarındaki tarlası boyunca kamyonuyla ilerliyor. Bir ara iki elini de direksiyondan çekip tarladaki buzağıları gösteriyor. Telefonundaki aplikasyondan hayvanların ne kadar kilo aldığını kontrol edip “Şimdi güzelce beslenecekler” diyor. Büyükbaş hayvancılık yapan Dickens ve eşi Amy, Speckle Park cinsi sığır yetiştiriyor. Bu cinsin Avustralya’daki diğer ırklara göre daha az karbon emisyonuna ve metana yol açtığını söylüyorlar. Şimdi ellerinde bunu kanıtlayacak veriler de var.
Dickens tamamen sayılar üzerinden ilerlediklerini anlatıyor. Çiftliğin her yanına yerleştirilen Avustralya yapımı sensörlerle her hayvanın ne kadar yediğini, hangi çayırın verimli olduğunu, su depolarında alışılmadık bir durum yaşanıp yaşanmadığını takip ediyorlar. Dickens “Hasta bir inek olduğunda kuyruğundan anlıyoruz” diyor. Ama bu örnekte kuyruk derken hayvanı değil verileri kast ediyor.
Dünya genelinde “ag-tech” adıyla anılan tarım teknolojileri yeni yeşil devrim olarak gösteriliyor. Ticari seralarda, patates tarlalarında ve meyve çiftliklerinde robotik ve yapay zekanın varlığı hissediliyor. Süt ürünü içermeyen peynir, bitki temelli proteinler ve laboratuvarda geliştirilmiş et gibi sentetik ürünler süpermarket raflarını süslüyor. Gıda teknolojilerine dair veri toplayan AgFunder girişim fonuna göre son 10 yılda sektöre 200 milyar doları aşkın yatırım yapıldı. Mahsul yetiştirme, hayvancılık ve daha etkili ve sürdürülebilir gıda üretme girişimleri de, giderek istikrarsızlaşan jeopolitik ortamda gıda güvencesine dair çabalar da buna dahil. Yatırımın en büyük alıcıları ABD ve Çin ama Avustralya da sessiz sedasız tarım teknolojilerinin serpildiği yerlerden birine dönüşüyor.
Her çiftlikte emisyon raporu
Her çiftlikteki emisyon verilerini izleyen platformlar ve yorgun toprağı canlandıran mantar sporu deneyleri gibi Avustralya’da test edilen bazı inovasyonlar sadece yerel çiftçinin faaliyet tarzını değiştirmekle kalmayıp uluslararası yatırımcılardan da ilgi görüyor.
Ar-Ge’ye yönelik pragmatik ve taşra usulü cesur yaklaşım Avustralyalı çiftçilerin risk almaya yatkınlığının bir yansıması. Kynetech araştırma şirketinin anketine göre teknoloji kullanımında ABD’nin ardından ikinci sırada Avustralyalı çiftçiler geliyor. Bayer’in Avustralya mahsul bilimleri bölümü dijital çiftçilik sorumlusu Keryn McLean “Farklı bakıyoruz. Çıtayı olabildiğince yukarı çekmeye çalışıyoruz. Dünya bizi örnek alabilir” diyor.
2.9 milyar dolar araştırmaya
AgFunder’ın son Asya-Pasifik raporuna göre 2023 yılında Avustralya tarım teknoloji sektörüyle toplam 253 milyon dolar değerinde 85 anlaşma yapıldı. Bu rakam Çin’deki 1.4 milyar dolarlık toplamın dörtte birinden az olsa da Japonya ve Güney Kore’nin önünde. 2024 verileri bölge genelinde yavaşlamaya işaret etse de raporda Avustralya’da “anlaşmalarda yeni canlılık” vurgusu yapılıyor. Deloitte’a göre Avustralya’da tarım teknolojisine yapılan Ar-Ge yatırımları 2023’te 1.9 milyar dolarken 2024 mali yılında 2.9 milyar dolara çıktı.
Deloitte teknoloji, medya ve telekomünikasyon araştırmaları direktörü Duncan Stewart geçen yıl tarım teknolojisi finansmanında “keskin düşüş” yaşandığını söylüyor. “Dünya genelinde birçok özel sermaye ve risk sermayesi yatırımı 2024’ün ilk yarısı anormal derecede düşük seyretti” diyor.