Hileli Balla Mücadele İçin Eğitim Düzenlendi

Yarım asra yakındır arıcılarla kol kola sektörü geliştirmeye çalışan Balparmak, arıcılık mesleğinin sürdürülebilirliğini sağlamak için uzun yıllardır uğraş veriyor. 2018 yılında kurduğu Balparmak Arıcılık Akademisi bünyesinde bir yandan arı sağlığına yönelik eğitimler veren marka, bir yandan da gençleri ve özellikle kadınları mesleğe kazandırmaya çalışıyor.

Balparmak Arıcılık Akademisi’nin 2025 yılı eğitimlerinin başladığı “Bal Arısı Sağlığı” konulu eğitiminde konuşan Balparmak Yönetim Kurulu Başkanı Özen Altıparmak, “Ben ömrümü bala ve arıya adadım. Arının ve balın yolculuğunu daha iyi anlayabilmek için arıcılarla dağ tepe dolaştım, çadırlarda yattım. Arıcılığın ne kadar zor bir meslek olduğunu çok iyi biliyorum. Yarım asırdır hem işimiz hem de gücümüz olan bu mesleği korumayı ve yaşatmayı, doğal bala, arıya ve tüketicilerimize karşı bir sorumluluk olarak görüyorum” dedi.Arıcılık akademisinde özellikle kadınları ve gençleri arıcılık mesleğine kazandırmaya çalıştıklarına işaret eden Altıparmak, “Arıcı nüfusu yaşlanıyor. Türkiye’de arıcıların ortalama yaşı 50’nin üzerine çıktı. Bu ailece yapılması gereken bir meslek. Gençler ve kadınlar bu işte neredeyse yok denilecek kadar az. Örneğin katma değerli arı ürünleri arasında yer alan arı sütü, oldukça hassas bir üretim süreci gerektiriyor. Bu nedenle, bu üründe kadın emeği büyük bir değer taşıyor. Bu ürünlerle ilgili bir diğer önemli nokta ise; Balın yanı sıra arı sütü, polen ve propolis gibi katma değerli ve daha kârlı ürünlerin üretimi, ülke ihracatı açısından da büyük önem taşıyor. Bu ürünlerin üretiminin artması, Türkiye ekonomisine ciddi katkılar sağlayabilir” diye konuştu.

Türkiye’nin zengin çiçek ve bitki florası sayesinde arıcılık açısından eşsiz bir potansiyele sahip olduğunu vurgulayan Altıparmak, ancak bal benzeri hileli ürünler sorununun sektördeki herkesin tadını kaçırdığının altını çizdi. Altıparmak, “Şeker şuruplarından üretilen bal benzeri ürünlerin ‘bal’ etiketiyle raflarda yerini alması, hepimizi üzüyor. Resmi verilere göre ülkemizde 120 bin tona yakın bal satışı yapılıyor, ancak yarım asırlık tecrübem, bu miktarın sadece 60-70 bin tonunun doğal bal olduğunu söylüyor. Peki, o zaman geri kalan yarısı ne? Mesleğini hakkıyla yapan gerçek arıcılar, haklı olarak bu duruma tepki gösteriyor ve mesleğe küsüyor. Çoluğuyla çocuğuyla yılın 8-9 ayını dağ bayır dolaşıp, bin bir zorlukla ürettikleri balın, sahte ürünlerle aynı rafta yer alması moral bozucu. Bu sorun nedeniyle gençler ve arıcı aileler, karlılığı düşen bu mesleği artık yapmak istemiyor. Çünkü bir gelecek göremiyorlar” şeklinde konuştu.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Çok Okunanlar

Benzer Haberler
KAÇIRMA

Hamsi sezonu bitti bitiyor: Fiyatlar uçtu!

Karadeniz’de hamsi sezonu yoğun geçen avlanma döneminin ardından yavaş...

Gübre fiyatlarına son 1 haftada yüzde 5 zam geldi!

Tarımsal üretimde çiftçinin en önemli gider kalemlerinden olan gübre...

Fırıncılar uygulamaya başladı: Adana’da ekmeğe zam geldi

Adana Fırıncılar Odası artan maliyetler nedeniyle ekmeğe zam yaptığını...

Seradaki çileğin fiyatı 400 TL’den 90 TL’ye düştü

Antalya’nın Aksu ilçesinde yaklaşık 4 bin dekar alanda üretilen...