Hayvanları Koruma Kanunu’nda yapılan değişiklikle kabul edilen ve kamuoyunda “Katliam Yasası” olarak bilinen yasa, Meclis’te onaylanıp yürürlüğe gireli yaklaşık altı ay oldu. Bu süre içinde hayvan hakları adına dehşet verici birçok sahneye tanıklık ettik. Bir değil, iki değil… Barınaklarda hayvanların iğnelerle öldürülerek torbalara doldurulduğu, çukurlara gömüldüğü, çöp konteynerine atıldığı, “gore” filmleri aratmayacak derece vahşet görüntülerle karşılaştık. Yasa’nın salık verdiği şiddetten güç alan sadece belediyeler de olmadı. İnsanlar sokaklara zehirli mamalar koyarak toplu hayvan katliamlarına imza attılar.
∗∗∗
Gel zaman git zaman, yasa ile uyumlu olarak hazırlanan yönetmelik de karşımıza çıktı. Geçtiğimiz günlerde 7527 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’na ilişkin uygulama yönetmeliği Resmi Gazete’de yayımlandı. Kanun gibi yönetmeliği de hayvanların yaşam alanları olan sokaklarda yaşatılması veya geçici kalmaları gereken barınaklarda korunması yerine onların sistematik biçimde barınaklara hapsedilerek ölüme terk edilmesinin taşlarını döşüyor. Dahası, yönetmeliğe göre hayvan sahiplerinin “634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu hükümleri doğrultusunda hayvan sahiplenmeleri öngörüldü” ve böylece apartman yönetiminden izin alamayan, dairesinde evcil hayvan besleyemeyecek. Tek başına bu madde dahi hayvanları yaşatmanın güçleştirilmesi anlamına geliyor.
∗∗∗
Bu sebeple de toplumun geniş kesimlerinden tepkilerle karşılandı. İstanbul Barosu Hayvan Hakları Merkezi, yaptığı açıklamada bu düzenlemenin uluslararası sözleşmelere ve hukuka aykırı olduğunu vurgularken, asıl amacın “hayvanları korumak değil veya toplum güvenliğini sağlamak değil, hayvanlara ve hayvanseverlere yönelik nefreti güçlendirmek” olduğunu belirtti. Baro, yönetmeliğin iptali için hukuki süreç başlatacaklarını ve bu düzenlemeye karşı mücadeleye devam edeceklerini duyurdu.
Eş zamanlı olarak Mamak Belediyesi Sokak Hayvanları Rehabilitasyon Merkezi’nde ortaya çıkan görüntüler; kapalı bölmelerde hayvan cesetlerinin bulunması, açlıktan birbirine saldıran köpekler yönetmeliğin hayata geçirmeyi hedeflediği felaketin bir örneğini açıkça ortaya koyarken hayvan hakları savunucuları, yönetmeliğin iptali için sokakları bir kez daha yaşam hakkı mücadelesinin sesiyle doldurdu.
Zaten hayvanların yaşam hakkını savunanlar, aylardır meydanlardan, sokaklardan, barınaklardan çekilmedi. Türkiye’nin dört bir yanında mitingler düzenlendi, protestolar yapıldı. Toplumsal muhalefetin Yasa’nın ilk çıktığı günlerdeki kadar görünür ve bir arada olmamasına aldanmayın, herkes mahallelerde, barınaklarda, her nerede yaşam mücadelesi veren hayvan varsa yanı başında mücadeleye, örgütlenmeye devam ediyor. Hayvan hakları savunucularının artan tehditlere ve şiddete rağmen yaşatma mücadelesinden vazgeçmeyeceği çok açık.