Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, insanların “zehir mi yiyoruz” şeklinde hassasiyet göstermelerinin normal olduğunu ve hak verdiğini belirterek şöyle dedi:
-“Benim de çocuklarım var, bu konuda şaka olmaz. Omuzlarımızda hepinizin yükü var. Güvenilir gıdaya ulaşımınızı sağlamak zorundayız.
-Yurt dışından iade edilen ürünleri imha ediyoruz.”
Harika duyarlılık.
Gelelim ülkemizde tüketilen tarım ürünlerine.
Yumaklı diyor ki;
-“Türkiye’nin tamamından analiz almanız mümkün olmuyor. Pestisitlere örneklem metoduyla analiz yapılıyor. Bugüne kadar 223 aktif maddeyi insan, hayvan ve çevre sağlığına olumsuz etkileri sebebiyle engelledik, yasakladık.”
Pestisit nedir hatırlayalım:
Tarımsal üretimde bakteriler, virüsler, böcekler, kemirgenler, mantarlar, istenmeyen bitkiler (yabani otlar) ve haşerelerin birçok zararlı etkisi var. Bu etkileri ortadan kaldırmak için kullanılan toksik etkili kimyasallar “ Pestisit” olarak tanımlanıyor.
Yıllardır şu soru aklımızda:
-Soframızdaki ürünler gıda mı, zehir mi?
İhracata giden tarımsal ürünlerde sık sık tespit edilen kimyasal kalıntılar Türkiye’de üretilen tarımsal ürünlerde gıda güvenliğini gündemde tutuyor.
Uzmanlar ürünlerin yüzde 85’inde Pestisit limitlerinin aşıldığını vurguluyorlar.
Bakan Yumaklı’ya şu fotoğrafları gönderiyorum:
3 gün önce aldığımız ve buzdolabında muhafaza ettiğimiz şu domatesin geldiği hâle bakar mısınız?
Şok oldum ve satın aldığım market zincirine giderek şu fotoğrafları çektim:
Kilosu 50 lira olan bu domateslerde görülen lekeler 3 gün buzdolabında durunca işte bu hâle geliyor.
Bu domatesler ihracat dönüşünden mi yoksa tarla, sera gibi yerli üretici tarafından üretilenler mi?
Bu tarımsal ürünlere ne olduğu belirsiz.
Salatalık ve biber de çok kısa sürede çürümeye başlıyor.
Kanser vakaları artarken hepimizin aklına aynı şüphe geliyor.