Bakü’deki BM iklim zirvesi’ne katılan müzakerecilerin trilyonlarca dolar bulmaları gerek. Görüşmeler hükümetlerden ziyade özel sermayeye odaklanıyor. Bloomberg son durumu değerlendirdi…
Azerbaycan’daki BM iklim görüşmelerine katılan yaklaşık 200 ülke, dünyanın en yoksul ekonomilerinin karbondan arındırılmasına ve artan sıcaklıklara uyum sağlamasına yardımcı olmak amacıyla trilyonlarca doları bulan yeni finansman hedefini müzakere ediyor. Konuşmayı ulus temsilcileri yürütse de bu paranın büyük kısmı hükümetlerden gelmeyecek.
Bugünlerde nakit sıkıntısı çeken gelişmiş ülkeler, Bakü’deki COP29 zirvesinin başlangıcında, bu müzakereler yoluyla vaat edilen finansmanın büyük bir kısmının doğrudan kontrolleri dışındaki kaynaklardan gelmesi gerekeceğini itiraf etti. Bu strateji aynı zamanda temel bir soruyu gündeme getiriyor: Ülkeler, üçüncü tarafların yüz milyarlarca doları harekete geçirmesini nasıl taahhüt edebilir? Bu sorunun cevabı, bu yıl Bakü’de verilecek herhangi bir yeni taahhüdün güvenilirliğini belirlemede çok önemli.
COP29’un odak noktası, 2020 yılına kadar zengin ülkelerden gelişmekte olan dünyaya yılda 100 milyar dolar vaat eden bir önceki hedefin yerini alacak olan iklim finansmanı konusunda “Yeni Kolektif Sayısallaştırılmış Hedef” üzerinde anlaşmaya varmak. Ama gelişmiş ülkeler ilk taahhütlerini dahi iki yıl geç yerine getirdiler. Şu anda tartışılan hedef ise yılda yaklaşık 2 trilyon dolar. Masada özel finans kuruluşları ve Dünya Bankası gibi çok uluslu kalkınma bankalarına biçilen daha büyük bir rol var. Aslında son hedef bile büyük ölçüde bu aktörlere dayanıyordu.
Öte yandan bazı gelişmekte olan ülkeler ise halihazırda borçlarını ödemek için eğitim veya sağlığa ayırdıkları bütçeden fazlasını harcıyor.
Trump kaygısı
2022 yılında gelişmiş ülkeler çok taraflı kalkınma bankaları aracılığıyla 73 milyar dolar katkıda bulunmuş ve özel finansman kullanmıştı. Ayrıca eski ABD Başkanı Donald Trump’ın yeniden Beyaz Saray’a seçilmesi büyük bir belirsizlik yarattı. ABD, Avrupa dışındaki çok uluslu kalkınma bankalarının çoğunun en büyük hissedarı ve Trump yönetimi altında bu tür finansman faaliyetlerine yönelik gelecekteki taahhütler ciddi şüphe altında.
Ayrıca bankacılar ve yatırımcılar, yeşil enerjide sadece kârlı alanlara yatırım yapacaklarını defalarca açıkça belirttiler.
Tüm bunlarla beraber, tek bir rakam iklim sorusunun acilliğini anlatabilir. Uluslararası Ticaret Odası için hazırlanan yeni bir rapora göre iklim değişikliğine bağlı aşırı hava olaylarının sadece geçen on yılda dünya ekonomisine verdiği zarar 2 trilyon dolar. Acil önlem alınmazsa bu rakamın katlanarak büyümesi işten değil.