Malatya’da geçen yıl kilosu 200 TL’lerde olan kayısının bu yıl 80 TL’ye kadar düşmesi nedeniyle üreticiler dertli. Girdi maliyetlerinin her gün arttığını belirten kayısı üreticisi “Kayısıya kimse sahip çıkmıyor” dedi.
Maraş merkezli 6 Şubat depreminde büyük can kaybı ve yıkımın yaşandığı Malatya’da kayısı üreticileri bu yıl da sorunlar yaşıyor. Kentin temel geçim kaynağı olan ve geçen yıl 140-200 TL arası satılan kuru kayısının bu yıl 80-120 TL’ye düşmesine tepki gösteren üretici “Piyasa değerinin yükselmesini beklerken ne yazık ki düştü. Böyle sürerse 5-10 yıl sonra kayısının güzelliğinin yerini kıraç topraklar alacak” dedi.
ÜRETİCİ KÜSKÜN
Malatya Mamurek Beydağı köylüleri adına BirGün’e konuşan Yasin Toprak, girdi maliyetlerinin arttığını buna karşın fiyatların düşürülmesi karşısında şok yaşadıklarını söyledi. Ülkedeki tüm emtia fiyatları ve girdi maliyetlerinin yükseldiğini anlatan Toprak, şöyle devam etti:
“Kayısı fiyatlarının bu denli düşük fiyat seviyelerine indirilmiş olması mantık işi değil. Bunun sebebi, uzun yıllardır kayısı piyasasını bütünüyle ellerinde bulunduran birkaç tüccarın devlet temelli mevcut serbest piyasa anlayışından hareket etmek suretiyle sistematik olarak kayısı üreticisi köylüyü daima sömürerek alın teri ürünlerinin ellerinden cüzi fiyatlara alıp yüksek kârlarını katarak satıyor olmalarıdır. Böylece üretici, çiftçi, köylü giderek tarımsal üretim yapmaktan uzaklaştı. Şehirlerde asgari ücret altında veya seviyesinde ücretlerle çalışmaya mecbur bırakıldı. Bu açıdan baktığımızda nasıl ki uzun yıllardır uygulanan politikalar neticesinde yaylalarımızda, dağlarımızda yayılan koyunu, kuzuyu, et ve süt hayvanlarını yok ettiler. Tarlalarımızda haşhaşı, tütünü, şeker pancarını yok ettiler. Ülkemiz genelinde buğday, arpa, çeltik, mısırı ve pek çok tarımsal ürünü yok olmayla karşı karşıya getirdiyseler bu politikalar bilindiği üzere kamu fabrikalarını, küçük esnafı, emekliyi, emekçiyi, asgari ücretliyi bugünlerde sokak hayvanlarını ve derken zamanla işsiz, istihdamsız insanları da katletseler hiç şaşırmamalıyız. Çevre ve doğaya yapılan saldırıları da hatırlatmak üzere tek çare bu düzen mutlaka değişmelidir diyoruz.”