Burak Tayiz: Hayvan haklarının medeniyetimizdeki yeri

Tarih boyunca, insanlar ve köpekler arasındaki bağın dokusu, yaşadığı­mız dönemin ruhuna, toplumsal yapıya, inanç sistemlerine, kültürel değerlere gö­re şekillenmiştir.

İnsanın doğadaki yerini ve hayvanlarla ilişkisini sistematik olarak ilk sorgulayanlardan biri Batı medeniye­tinin insanı canlılar hiyerarşisinin zirve­sine yerleştiren yaklaşım, insan merkezci düşüncenin en güçlü tohumlarını ekmiş­tir.

Bu tohumlar, zamanla derin kökler sa­larak, insanın doğayı sadece bir nesne ola­rak görmesine yol açmıştır. Bu bakış açısı, insanın doğaya hükmetme arzusunu pe­kiştirmiş ve hayvanları çeşitli şekillerde acımasızca sömürmesine neden olmuştur. Onları gıda ve giyim sektörlerinde, tıbbi deneylerde, sirklerde, komzetikte ve diğer ticari ürünlerde istismara mahkûm etmiş­tir. Bu süreç, doğanın dengesinin zamanla bozulmasına yol açmıştır.

Ekosisteme tarihi yaklaşımlarımız

Osmanlı döneminde hayvan hakları, devlet tarafından etkin ve güçlü bir şekil­de korunmaktaydı. İstanbul’un fethiyle birlikte Doğu medeniyetinin gücü pekiş­miş, fetih sonrası köpekler hızla benim­senmiş ve kentin bir parçası haline gel­miştir. Bizans döneminde kedilerin ege­men olduğu İstanbul’da, fetihle birlikte köpekler de dokunulmazlık kazanmıştır. Köpeklerin bekçilik gibi önemli görevleri, aramızdaki bağı sevgi ve karşılıklı fayda­ya dayalı olarak güçlendirmiştir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Çok Okunanlar

Benzer Haberler
KAÇIRMA

Kahverengi kokarcadan zarar gören üreticiler için borç yapılandırma talebi

TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, kahverengi kokarcadan zarar gören...

TESK Başkanı: Her yıl 23 milyon ton gıda israf ediliyor

Kuraklık ve iklim değişikliği gibi mevsimsel faktörlerle birlikte gıda...

Fem Güçlütürk: Doktor hobisi olarak meyve sebze

İkisi de profesör olan bir doktor ve bir bahçe...

Şemsa Denizsel: Bir kış salatası: Kereviz

Geçen akşam bir misafir menüsü için yepyeni bir salata...