Ulusal Hububat Konseyi (UHK) Yönetim Kurulu Başkanı Özkan Taşpınar, Türkiye’de buğday gibi temel ürünlerde kontrolün sağlanabilmesi için bazı tedbirlerin alınması gerektiğini belirterek, mazot, gübre, tohum ile geçici verilen desteklerin kalıcı hale getirilmesini ve buğdaya kilogram başına 10 kuruş olan ürün desteğinin en az 25 kuruşa çıkarılmasını beklediklerini söyledi.
Ulusal Hububat Konseyi (UHK) Yönetim Kurulu Başkanı Özkan Taşpınar, hububat sektörünün geçen yılını ve 2023 hedeflerine ilişkin yaptığı değerlendirmede, sağlana desteklerin artırılması talebinde bulundu.
Geçen üretim sezonunda, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde buğday açısından tarımsal kuraklık yaşandığını, İç Anadolu ve geçit bölgelerinde mayıs yağışlarının, Doğu Anadolu Bölgesi’nde mayıs-haziran yağışlarının, hububat açısından olumlu sonuçlar doğurduğunu aktaran Taşpınar, “Ülkemizde son verilere göre, geçen yıl 17 milyon ton buğday üretimi gerçekleşti. Bu yıl ise yüzde 17 artışla buğday üretiminin 20 milyon tonu yakalamasını bekliyoruz. Mısır üretiminin de geçen yıla göre yüzde 3,7 yükselişle 7 milyon ton seviyelerinde gerçekleşeceğini tahmin ediyoruz. Arpada ise yüzde 1,25 artışla, 8,1 milyon tonluk üretim hedefliyoruz.” dedi.
“İhtiyacı karşılayacak düzeyde buğday üretimi gerçekleşti”
Taşpınar, Türkiye’nin, tarım ve gıda ürünlerinde dış ticaret fazlası veren bir ülke olduğuna işaret ederek, buğday ve mamulleri dış ticaretinde de 2022 yılının 11 ayında yaklaşık 500 milyon dolarlık dış ticaret fazlası verildiğini belirtti. Taşpınar, şöyle konuştu: “Buğdayda dış ticaret fazlasının 2023 yılına aktarılarak, 5 milyar dolarlık buğday mamulleri ihracatı yapılmasını hedefliyoruz. Öte yandan dahilde işleme rejimi kapsamında buğdayın işlenip, mamul madde olarak ihraç edilmesi için her yıl belirli miktarda buğday ithalatı yapılmakta. 2021 yılının 10 ayında 6,5 milyon ton buğday ithal eden ülkemiz, 2022 yılının aynı döneminde 6,8 milyon ton buğday ithal etti. 31 Aralık 2022’ye kadar buğday ithalatında vergilerin sıfırlanmasına rağmen buğday ithalatı önemli bir artış göstermedi. İç piyasada Toprak Mahsulleri Ofisinin (TMO) belirleyiciliğinde oluşan fiyatlar, dışarıdan buğday ithalatını avantajlı olmaktan çıkardı.”
Taşpınar, TMO’nun, ekmeklik buğday için 6 bin 450 lira olan fiyatı, bin lira alım primi ilavesiyle ton başına 7 bin 450 lira olarak güncellediğini hatırlatarak, böylece dünyayla uyumlu fiyat belirlenerek, üreticinin emeğinin karşılığını almasının büyük ölçüde sağlandığını dile getirdi.
“Tahıl koridoru, tahıla dayalı mamul ihracatını korudu”
Şubat 2022’de Rusya-Ukrayna savaşının başlamasının, iki ülkenin birçok temel gıda maddesinin küresel tedarikçisi olmaları nedeniyle tüm dünyada gıda krizi yarattığını ifade eden Taşpınar, “Ukrayna’nın ürettiği ürünleri dünya pazarlarına arz edememesinin yanında, Rusya’nın doğal gaz küresel ticaretin büyük pay alması global enerji krizini tetiklerken, küresel gübre ihracatında önemli aktör olması global gübre fiyatlarının katlanmasına neden oldu. Böylece global tahıl fiyatları, toplumların altından kalkamayacağı düzeye ulaştı. Türkiye, her iki tarafla dengeli diplomatik ilişkiler izleyerek barıştan yana tavrını bir kez daha devreye koydu.” değerlendirmesinde bulundu.
İstanbul merkezli müzakereler sonucunda, 22 Temmuz 2022’de “tahıl koridoru” mutabakatının imzalandığını hatırlatan Taşpınar, bu kapsamda 25 Aralık’a kadar 200’ü Türk sahipli 585 gemi ile 15 milyon ton tahıl ve benzeri ürünün taşındığını kaydetti. Pandemi döneminde ton fiyatı 450 dolara kadar çıkan ekmeklik buğdayın, tahıl koridoru mutabakatının etkisiyle bugünlerde 310 dolar seviyesine gerilediğine dikkati çeken Taşpınar, “Anlaşmanın başlangıcından 25 Aralık 2022’ye kadar tahıl ve benzeri ürünlerin yüzde 15’ine karşılık gelen yaklaşık 2,250 milyon tonu ülkemize taşınmış, böylece daha uygun fiyatla tahıl ürünlerine erişilebildi. Böylece tahıla dayalı mamul madde ihracatında yakaladığımız rekor düzeyi koruma ve artırma imkanı oluştu.” şeklinde konuştu.