Ekonomik veriler ne derse desin halk bildiği en iyi şey hakkında yorum yapar. “Geçen yıl ürettiğim bir kilo buğday ile bir litre mazot alırken bugün ancak onun beşte birini alıyorum” diye karşılaştırmayla başlayıp biten cümleler onların günlük hayatının göbeğindedir. Sadece çiftçi ya da diğer üreticiler değil, her rasyonel tüketici, aramalı sağlayıcı, finasal piyasalarda yatırım yapanlar, kısacası herkes bu karşılaştırmayı yapar.
Yatırım portföyünde döviz, hisse senedi, bono bulunan bir kişinin ürünlerin karşılaştırmalı getiri ve fiyatlarını dakikada bir izlediğini görürüz. Bir ücretlinin ev giderlerini oluşturan ürün ve hizmet fiyatlarını fatura, fiş ve benzeri belgelerle karşılaştırmadığı bir an bulmak neredeyse olanaksızdır.
Halk ve yatırımcı bunu yaparken devlet ya da onu yönetmeye çalışan hükümet ne yapar?
Hükümet, para politikasıyla faizi ve bir adım ileri giderek istihdam ve işsizlik dengesini, maliye politikası ile de büyüme, işsizlik, gelişme, teknolojik ilerleme gibi değişkenleri etkilemeye çalışır.
***
Dikkat ederseniz tüm etkenler ve değişkenler ya barter (miktar değişim oranları) ya da fiyat birimlerine göre şekil alır. Örneğin faiz-enflasyon oranı farkı, ürünlerin (nispi) fiyat oranı, işsizlik-istihdam oran farkı ve benzeri tüm karşılaştırmalar sürekli dengede tutulması gereken istatistikler olarak karşımıza çıkıyor.
https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/veysel-ulusoy/bir-kilo-bugday-kac-litre-mazot-eder-2222079