Kavurucu sıcaklıklar tüm dünyada orman yangınlarının sayısını ve tahribat alanını genişletiyor. Türkiye’de de durum farklı değil. Haziranda orman yangını sayısı geçen yılın aynı dönemine göre dört kat artarken, zarar gören orman alanı 34 kat arttı.
Türkiye’de 2021 hepimizin hafızasına orman yangınları açısından “felaket yılı” olarak kazındı. Nasıl kazınmasın? Son 50 yıldaki en büyük 11 felaket 2021’de yaşandı.
Katastrof yılında toplam 2 bin 793 yangın sonucu 139 bin 503 hektar orman ekosistemimiz zarar gördü. 2023’te ise 2 bin 579 orman yangını sonucu 15 bin 520 hektar ormanlık alan zarar gördü.
Bu yıl da “yeşil vatan” olarak nitelenen ormanlarımızdan yangın haberleri erken gelmeye başladı.
Nisanın ilk haftasında Sinop, Artvin, Rize, Düzce, Çankırı, Kütahya ve Adana’da ufak çaplı yangın haberlerine şahit olduk. Mayısta havaların biraz daha ısınmasıyla artan haberler, sıcaklıkların 40 derecenin üzerini gördüğü haziranda art arda gelmeye başladı.
Orman Genel Müdürlüğü’nün (OGM) güncel verilerine göre, Türkiye’de geçen yıl 1-26 Haziran’da 113 orman yangını çıkarken, bu yılın aynı döneminde orman yangını sayısı dört kattan fazla artarak 505 olarak kayıtlara geçti. Tarla, bağ, bahçe gibi orman dışı yangın sayısı ise geçen yıl 1-26 Haziran arasında 240 iken bu yılın aynı döneminde üç kat artarak 741’e yükseldi.
Temmuz ve ağustos ayında endişeler artıyor
Söz konusu yangınlarda geçen yıl zarar gören orman alanı kayıtlara 111 hektar olarak geçerken, bu yıl 34 kat artarak 3 bin 775 hektar oldu.
Verilere yılbaşından bu yana baktığımızda da trend çok farklı değil. 1 Ocak-26 Haziran 2023’te 525 orman yangını yaşanırken, bu yılın aynı döneminde orman yangını sayısı ikiye katlanarak 1139’a çıktı.
Orman dışı yangın sayısı da geçen yılın ilk altı ayında 700 olarak kayıtlara geçmişti. Ancak bu yılın aynı döneminde 1111’e yükselmiş durumda.
Söz konusu yangınlar sonucu geçen yıl ocak-haziran arası 617 hektar orman zarar görürken, bu yılın aynı döneminde zarar gören orman alanı neredeyse yedi kat artarak 4 bin 267 hektara çıktı.
Bu veriler, sıcaklıkların daha da artacağı öngörülen temmuz ve ağustos aylarına ilişkin endişeleri artırıyor.
Orman yangınlarının çıkış sebeplerine ilişkin olarak haberlerde genelde “Henüz belirlenemeyen bir nedenle…” ifadelerine hepimiz aşinayız. Ancak yangın söndürüldükten sonra yapılan soğutma çalışmaları esnasındaki inceleme ve bulgular gösteriyor ki yangınların neredeyse yüzde 90’ı insan kaynaklı…
O yüzden yangınların bazen atılan bir sigara izmariti ya da cam şişeden, bazen tam söndürülmeyen piknik ateşinden bazen de tarladaki anız yakımının ormana sıçramasından çıktığı anlaşılıyor. Buna benzer gerekçeleri çoğaltmak mümkün ama konunun öznesinde insan olduğunun altını tekrar çizelim.
Resmi veriler de durumu teyit ediyor. Yapılan çalışmalarda orman yangınlarının yüzde 5,3’ünü kasıt, yüzde 34,5’ini ihmal ve kaza oluştururken, yüzde 11,9’u doğal nedenlerle meydana geliyor. Yangınların yüzde 48,3’ünün nedeni bilinmiyor. İşte o nedeni bilinmeyen yangınlarda yine insanoğlunun dikkatsizlik, kasıt ve ihmalinin payı var.
Dolayısıyla tüm istatistikler orman yangınları açısından risklere ne kadar açık olduğumuzu bize net şekilde gösteriyor. Bu verilerden bahsetmişken Orman Genel Müdürlüğü’nün dikkat çektiği şu riski de bir kenara not edelim: ”Akdeniz iklim kuşağında yer alan Türkiye’de toplam ormanlık alanın yüzde 60’ını birinci ve ikinci derece yangına hassas alanlar oluşturuyor.”
‘Anız’a dikkat
Haziran ayında dikkatimizi çeken noktalardan bir tanesi de yurdun farklı bölgelerinde yaşanan anız yangınları oldu.
Bazı bölgelerde rüzgarın de etkisiyle anız yangınlarının kontrolden çıkarak ormana sıçraması tahribatın boyutunu artırdı.