Özge Güneş: İstanbul ve Rize’de adalet arayışı

AKP yumuşama tartışmaları yaparken toplumsal hayatı dönüştürecek hamleler atmaya devam ediyor. Bir yandan hayvanları hedef alıyor diğer yandan üreticiyi. Ama bu noktada toplumsal muhalefet de ayakta. Geçtiğimiz hafta sonu İstanbul ve Rize’de düzenlenen mitingler, toplumun farklı kesimlerinin adalet arayışlarını ve taleplerini bir araya getirdi.

İstanbul’da binlerce yaşam savunucusu Hayvan, Kadın, Çocuk ve Doğa için Adalet Mitingi’nde bir araya geldi. Mitingde sokak hayvanlarının toplatılıp uyutulmasını öngören yasa teklifine karşı güçlü bir itiraz dile getirildi. Özellikle kadınların katılımı ciddi biçimde belirgindi. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’ndan Fidan Ataselim’in yaptığı konuşma bu katılımın arka planını gösterir bir nitelik taşıyordu. Ataselim, kadınlara “mini etek giyiyordu”, sokak hayvanlarına “havlıyordu”, çocuklara “rızası vardı” diyenlere izin vermeyeceğiz dedi. İktidarın kararlarında vücut bulan patriyarkanın, kadınlar, çocuklar ve hayvanlar üzerindeki tahakkümüne ve bunların birbiriyle “siyasetler üstü” olmayarak kesiştiğine dikkat çekti. Mitingin genelinde de öne çıkan bu itiraz, türlerin yaşam hakkının kesişimini ve bu hakkın tesisinde toplumsal muhalefete düşen rolü ifade etmesi bakımından önemliydi.

Rize’de ise CHP çay üreticileriyle miting düzenledi. Ana muhalefetin nihayet toplumun sorunlarıyla, bizzat özneleri bir araya getirerek ilişkilenmesi bakımından anlamlı bir miting olduğunu söyleyebiliriz. Çay üreticileri ay başından beri çırpınıyor. Bu yılki yaş çay alım fiyatı kilogram başına 17 lira olarak açıklanmıştı. Çay üreticilerinin beklentisi 25 lira idi. Dahası, Tarım ve Orman Bakanlığı, yaş çay alım fiyatını gecikmeli olarak açıklayarak çay tarımı yapan küçük aileleri şirketlerin işçisine dönüştürme niyetini ortaya koymuştu. Zira geç açıklanan fiyatlar özel sektörün keyfi fiyatlamalarına zemin hazırlamış ve özel sektör hızla çay alım fiyatlarını daha da düşürerek üreticileri zor durumda bırakmaya başlamıştı.

Çay üreticilerinin sorunları bunlarla da sınırlı değildi. Başkaca sorunlarını daha önce de yazmıştık. Borçluluk, iklim değişikliği, mevsimlik işçi bulma gibi süreçlerde yaşanan sıkıntılar hem üretim ve geçim koşullarındaki sorunları derinleştiriyor. Tüm bunlar üreticilerin piyasa karşısındaki güvencesizliğini artırırken, sözleşmeli üretim modeline geçiş için zemin hazırlayan koşullar arasında yerini alıyor. Yani tam da iktidarın Çay Kanunu ile yapmak istediği sürecin taşlarını döşüyor. Buna karşı bir ses çıkarılması elbette önemliydi ancak taleplerde böylesi bir perspektif olmadığını görüyoruz.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Çok Okunanlar

Benzer Haberler
KAÇIRMA

İrfan Donat: Küresel gıda fiyatlarında Trumpflasyon mu geliyor?

Çin ile girdiği gümrük tarife savaşı hafızalarda… İklim değişikliğine...

TKİ 9,5 milyar lira kömür borcundan dolayı Konya Şeker’i icraya verdi!

Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu (TKİ), Konya Şeker'in bünyesinde bulunan...

Kırmızı ette fiyatlar düşecek! Bakanlık büyükbaşın ardından kuzu ithalatı için düğmeye bastı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın vatandaşın kırmızı ete beklediği fiyatlarla...

Pirinçte yaşam maliyetine baskı oluşturabilecek fiyat artışı! Japonya 18 yılın zirvesinde

Japonya Tarım, Orman ve Balıkçılık Bakanlığı açıklamasına göre, 60...