Utku Perktaş / utku.perktaş@gmail.com
Hacettepe Üniversitesi & Amerikan Doğa Tarihi Müzesi
Biyoçeşitlilik, gezegenimizin 3.8 milyar yıllık geçmişinden gelen, çeşitli yaşam biçimlerinin bir araya gelerek oluşturduğu benzersiz bir koleksiyondur. Her bir canlı türü, bu geniş koleksiyonun bir üyesidir, yani her biri sıradışı metinlere sahip bir kitap gibi hayal edilebilir.
Genetik çeşitlilik ise her bir kitabın içindeki benzersiz kelime kombinasyonları gibidir. Ekosistemler, bu kitapların birlikte oluşturduğu rafları, bölümleri ve bu koleksiyonun bulunduğu kütüphanenin genel düzenini oluşturur. Biyoçeşitlilik, gezegenimizin sağlığını ve istikrarını koruma, ekosistem hizmetleri sağlama ve tüm canlılar için refahı destekleme açısından hayati öneme sahiptir. Tıpkı bir kütüphane nasıl bilgi ve kültür mirasımızı muhafaza ediyorsa, bugünkü biyoçeşitlilik de canlılığın ortaya çıkışından bu yana gezegenimizin elinde kalan biyolojik miras olarak düşünülebilir.
Bugün ne yazık ki, biyoçeşitlilik koleksiyonundaki kitaplar, yani türler, insan eliyle birer birer yok oluyor. Oysa bu türler, evrimin zorlu süreçlerinden geçerek bugünlere kadar ulaşmış biyoçeşitliliğin eşsiz bileşenleridir.
Bir milyon canlı türü risk altında
Birleşmiş Milletler’e göre, insanlık tarihi boyunca eşi benzeri görülmemiş bir hızda türler yok olmakta ve bu yok oluşun başlıca nedeni insan faaliyetleri. Bugün dünya üzerindeki türlerin yaklaşık onda biri, yani bir milyon civarında bitki ve hayvan türü yok olma tehdidi altında. Özellikle bazı türler var ki, mesela kuzey beyaz gergedanı gibi türler, son derece kritik bir durumdalar. Bu tür, silahlı çatışmalar ve kaçak avcılık yüzünden Orta Afrika savanlarında neredeyse tamamen yok olmuş. Bugün dünyada bu türden sadece iki dişi kalmış ve artık türün fonksiyonel olarak nesli tükenmiş sayılıyor.
Ormanların yok olması, gezegenimizdeki biyoçeşitlilik bileşenlerinin kaybolmasının en önemli sebeplerinden biri olarak öne çıkıyor. Brezilya’daki yağmur ormanlarını koruma çabası içinde olan bilim insanları, toplumu bu yönde ikna etmek için uğraşıyorlar. Ne yazık ki, yok olan türleri geri getirmemiz mümkün değil; çünkü Jurassic Park’ta yaşamıyoruz. Hawaii’deki endemik kuş türlerinden ülkemize özgü 4 bine yakın endemik bitkilere kadar birçok türü hızla kaybediyoruz. Belki de bu yazıyı yazdığım sırada bile bazı türler yok olmuş olabilir. Peki neslin tükenmesi doğal bir süreç değil mi?