Deneyimli ekonomist Dr. Mahfi Eğilmez, son yazısında Türkiye’de ekonomik kriz konusundaki ayrışmayı ele aldı. Eğilmez, Türkiye’nin 2022 verilerine dayanarak hazırlanan TÜİK 2023 Gelir Dağılımı istatistiklerini baz alarak kriz olup olmadığını, restoranları ve kafeleri kimlerin doldurduğunu ortaya koydu. Eğilmez’e göre kriz tablosu hangi grupta olduğunuza ve bakış açınıza göre değişiyor…
Kendi adını taşıyan blogunda ve sosyal medyada Türkiye ve dünya ekonomisine yönelik analizlerini paylaşan iktisatçı Dr. Mahfi Eğilmez, son yazısında “Türkiye’de kriz var mı” sorusunu irdeledi.
‘Ne krizi’ başlıklı yazısında Eğilmez, restoran ve kafeleri dolduran kişilerin kim olduğunu da ortaya koydu.
Eski Hazine Müsteşarı, akademisyen ve yazar Dr. Mahfi Eğilmez, TÜİK’in 2023 Gelir Dağılımı İstatistikleri üzerinden kaleme aldığı yazısı şöyle:
* Kriz deseniz bazıları hemen dikleniyor: “Ne krizi?” Size hemen lokantaları, kafeleri, trafikten tıkanmış yolları gösteriyorlar ve “Kriz olsa buralar dolu olur mu?” diye soruyorlar. Sonra iki adım ötede geçinememekten yakınıyorlar.
* Türk toplumu, her konuda olduğu gibi kriz konusunda da birkaç parçaya bölünmüş durumda. İçinde bulunduğumuz durumu bazıları kriz olarak nitelendiriyor. Gerçekten enflasyonda dünyanın en yüksek oranlarından birisine sahip olduğumuz ve gelir dağılımının da giderek bozulmakta olduğu gerçeğine bakarsak bu durumu kriz olarak tanımlamak mümkün. Bazıları ortada kriz falan olmadığını, enflasyonun yüksek olması dışında bir ekonomik sorun bulunmadığını ve bu durumun kriz olarak nitelendirilemeyeceğini iddia ediyor.
Restoran ve kafeleri kimler dolduruyor?
* Gerçekten restoranlara, kafelere, yollara baktığımızda her yerde para harcayan insanlarla karşılaşıyoruz ve o zaman kendimize şu soruyu soruyoruz: “Kriz varsa bu harcamaları bu kadar bol keseden yapanlar kimler?” Çünkü bunlar öyle üç beş kişi falan değil, beyaz yakalıların da aralarında bulunduğu çok sayıda insan. Bazıları da her iki duruma bakarak toplumun bir bölümünün krizde olduğunu, daha küçük bir bölümünün ise öteki grup için kriz olarak nitelenebilecek bu durumdan etkilenmediğini öne sürüyor. Hangi gözlem ve teşhis doğru? Bence üçüncü gruptakilerin gözlemi doğru görünüyor. Bunu biraz açalım.
* Elimizdeki son gelir dağılımı verisi 2022 yılı verilerini kullanarak konuyu irdeleyen TÜİK’in 2023 Gelir Dağılımı İstatistikleri başlıklı raporunda yer alıyor. Bu rapordaki verilerden hareketle hazırladığım aşağıdaki tabloda nüfusun yüzde 20’lik bölümlerinin GSYH’den aldığı paylar yer alıyor:
* Buna göre 2022 yılında 906 milyar dolar tutarındaki GSYH’nin yarısını (451 milyar dolar) nüfusun en yüksek gelir elde eden yüzde 20’si (17.055.991 kişi) paylaşıyor. Bu grupta kişi başına ortalama gelir 26.453 dolar. Nüfusun geri kalan yüzde 80’i de 454,8 milyar doları paylaşıyor. Bu grupta kişi başına gelir ise 6.668 dolar. Nüfusun en düşük gelirli yüzde 20’sinin geliri ise 3.134 dolar.