Ebru Erke: Yemek pişirmek kanında var

O, beş kuşaktır aşçılık yapan bir ailenin en tutkulu ferdi. Küçükken duvarına popstar değil ünlü şeflerin posterini asacak kadar mutfağa tutkulu… Rus mutfağının varlığını dünyaya duyuran şef Vladimir Mukhin’in ‘mediterrasian’ konseptli restoranı Sakhalin artık İstanbul’da…

Vladimir Mukhin’i dinleyince yetenek kadar genlerin de bir insanın hayatında ne kadar önemli olduğunu bir kez daha idrak ediyorsunuz: “Babam sanki malzemelerle konuşurdu. O bir aşçıdan çok daha fazlasıydı. Büyükbabam aşçılık okulunda eğitmenlik yapardı. Büyükannem ise evde çok önemli insanlara özel yemekler hazırlardı. Özel diyorum çünkü Sovyetler Birliği döneminde tüm restoranlar devlete bağlıydı. Tariflerde değişiklik falan yapamazdınız. İşte ben böyle bir evde büyüdüm.”

Şef ailesindeki geçmiş dört kuşağın mutfak birikiminin sofistike bir yansıması gibi. Düşünsenize devlete bağlı restoranlar, değiştirilemeyen geleneksel tarifler ama tüm bunların arasında evde kendi yeteneklerini özgürce misafirlerine sergileyen bir büyükanne. Zaten Vladimir rol modeli olarak büyükannesini görüyor ve onunla ne kadar gurur duyduğunu anlatıyor her fırsatta. Ama babasının teknik tarafını es geçmiyor. Malzeme bilgisi ve Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra Moskova’da açtığı lokanta aslında onun şu anki kariyerinin mayasını oluşturmuş.

Yemek pişirmek kanında var

Vladimir Mukhin yatırımcısıyla birlikte açtığı White Rabbit ile dünyanın en iyi restoranları listesine girdiğinde gastronomi dünyasında şaşkınlıkla birlikte merak da uyandırmıştı. Ve herkes onun sayesinde Rusya’da da gastronomi adına konuşacak bir şeyler olduğunu fark etmişti. Sonra iddialı bir iş daha yaptı: Sakhalin. İlk bakışta Japon ama onun deyişiyle ‘mediterrasian’ yani Akdeniz ve Asya füzyonu bir mutfak. Yenilikçi Rus mutfağının öncüsü olup da kendi profesyonellik alanı dışında bir işe imza atmak iddialı bir şey. Ama Vladimir geçmiş hayatında Japon olduğunu düşünecek kadar hayranı bu kültürün. Sadece hayranı olmakla da kalmamış, en ikonik suşi ustalarından Jiro Ono’nun yanında çalışıp işin inceliklerini öğrenmiş. Yetmemiş, Japon mutfağının en disiplinli ve yenilikçi isimlerinden Narisawa’dan eğitim almış. O da yetmemiş, şu anda dünyanın en iyi ikinci restoranı olarak gösterilen Peru’daki Maido’nun Japon şefi, arkadaşı Mitsuharu ile teşriki mesaisi olmuş. Şu anki suşi istasyon şefi Alex Kogan’ı da Maido’ya yollamış. Ve tüm bunların sonunda ortaya Sakhalin çıkmış. Sakhalin’lerin dekorasyonu ve ortamı da Vladimir’in çok etkilendiği bir Japon hayat felsefesi olan ‘wabi sabi’yi yani hayatın sadeliğini yansıtıyor.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Çok Okunanlar

Benzer Haberler
KAÇIRMA

Serpil Yılmaz ,Balıkçılar asgari ücreti ihracatla aşıyor

Ekonomi dünyası asgari ücret tartışmasına kilitlendi. 17 bin 2...

İncili Gastronomi Rehberi’ Ödül töreni

Bir yıllık emeği bir yazıda anlatmak kolay değil. Özellikle...

112 Milyon Liralık Tarımsal Destekleme Ödemesi Hesaplara Aktarılıyor

Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından sağlanan tarımsal destek ödemeleri...

5 yılda Türkiye’nin en büyüğü oldu: Nusret’e bile satıyor

Amasya’da beş yıl önce köyündeki tarlasına safran bitkisi tohumları...