İrfan Donat: Deprem bölgesini terk etmeyen çiftçiler ‘son samuraylar’ gibi

Felaketin birinci yılında deprem bölgesinin tarım ve gıda tedarik zinciri açısından hâlâ eksikleri, ihtiyaçları var. Barınma ve altyapı problemleri, işgücü sıkıntısı, yüksek maliyetler ve finansman başı çeken meseleler…

Yüzyılın felaketinde bir seneyi geride bıraktık. Depremin yıldönümünde afet sonrası yapılanlar sıkça yazıldı; sosyal medya dahil her mecradan fazlasıyla paylaşıldı.

Peki ya yapılmayanlar? Bölge halkının öncelikli beklentileri?

Acı dolu bir yılın ardından özellikle kırsaldaki son durumu, o bölgede yaşayanlar ve çalışmalar yapanların ağzından aktarmak istiyoruz. Zira tarım sektörü depremin ardından yaşadığı diğer afetlerle yara almaya devam ediyor.

Hem ekonomik sıkıntılar hem olumsuz iklim koşulları hem de sosyolojik şartlar bölgede tarımsal üretimi her geçen gün daha zor kılıyor.

Deprem ve afet sonrası süreçte değer zincirinin en zayıf halkasının üretici kesimi olduğu net şekilde ortaya çıktı. Bir yılın ardından sorunların odağında barınma, altyapı problemleri, işgücü sıkıntısı ve lojistik riskler var. Yüksek maliyetler, pazarlama sorunu ve finansal zorluklar gibi problemler ise sıcaklığını koruyor.

Afetin vurduğu 11 ilin tarımsal ihracatta payı % 22

Deprem öncesi bölgede varlığını sürdüren ve çiftçi kayıt sisteminde yer alan üretici sayısı yaklaşık 364 bin olarak tespit edilmişti. Bu da Türkiye’deki toplam çiftçilerimizin yüzde 13’üne tekabül ediyor.

Bölgedeki tarımsal faaliyetin Türkiye’nin üretim katma değerindeki payı yüzde 15 olarak hesaplanıyor. Depremden etkilenen 11 ilin toplam tarımsal ihracattaki payı ise yüzde 22 seviyelerinde.

Bölgenin genelinde farklı kategorilerde gıda sanayii işletmeleri bulunuyor.

Un, makarna, bakliyat, kuru gıda işleme sanayii, konserve ve salça üretiminin yanı sıra biber işleme tesisleri, zeytin/zeytinyağı işletmeleri, çırçır işleme fabrikaları, yer fıstığı, süt ve süt ürünleri işleme tesisleri öne çıkan alanlar. Keza yaş sebze ve meyve üretimi hem yurtiçi hem de yurtdışı pazarı açısından önemli bir tarımsal faaliyet.

Dolayısıyla mesele sadece bölgenin kırsal meselesi değil. Mesele, yeni depremlere gebe Türkiye’nin arz güvenliği ve tarım-gıda değer zincirinin sürdürülebilirliği açısından kritik önemde.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Çok Okunanlar

Benzer Haberler
KAÇIRMA

112 Milyon Liralık Tarımsal Destekleme Ödemesi Hesaplara Aktarılıyor

Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından sağlanan tarımsal destek ödemeleri...

5 yılda Türkiye’nin en büyüğü oldu: Nusret’e bile satıyor

Amasya’da beş yıl önce köyündeki tarlasına safran bitkisi tohumları...

COP29: ‘İklim krizine çare’ iyimserliği geride mi kalıyor?

https://www.youtube.com/live/lAfzo0sU5D0?feature=shared İklim değişiklikleri, bilimsel olarak klimatoloji dalına göre incelenen bir...

Migros sürdürülebilirlik anlayışı ile fark yaratan projelere imza atıyor

Migros, merkezine aldığı sürdürülebilirlik anlayışıyla önemli projelere imza atıyor....