Şarapçılığın çıkış noktası Anadolu. Son yıllarda butik üreticiler, şarapçılığımızı dünyada da dikkat çeker hale getirdiler. Ancak yeni yıl sonrası yürürlüğe konması düşünülen, şarap üretimi konusundaki düzenleme Türkiye’nin turizmi, gastronomisi için çok hatalı bir uygulama getirmeye gebe.
Dünyada az ülke var kendi şaraplık üzümleri olan. Şarapçılığın çıkış noktası olan Anadolu, bugün dünyadaki neredeyse tüm şaraplık üzümlerin atalarını barındırıyor bağrında. Bu gerçek DNA analizleriyle ortaya kondu, bilim insanları tarafından. Bizim buralardan taşınıp Batı’ya götürülen üzümlerden, dünyada nam salmış birçok meşhur üzüm türü çıktı. Fransa’nın kırmızılarda Cabernet Sauvignon, Merlot, Pinot Noir, beyazlarda Chardonnay, Sauvignon Blanc üzümleri, İtalya’nın kırmızılarda Sangiovese, Nebbiolo, Montepulciano, beyazlarda Cortese, Trebbiano, Pinot Grigio üzümleri; İspanya’nın kırmızılarda Tempranillo, Granacha, Bobal, beyazlarda Macabeo, Xarel.lo üzümleri; Almanya’nın Gewustraminer, Riesling, Avusturya’nın Blaufrankisch, Grüner Veltliner gibi üzümleri bunlardan bazıları. Bir de Yunanistan, Gürcistan, Macaristan gibi birkaç ülke daha sayılabilir şaraplık yerel üzümleri olan ve son dönemde dünyada aranmaya başlanan. Ama Kuzey Amerikalıların, Güney Amerikalıların, Avustralyalıların, Belçikalıların, Hollandalıların, hatta Japonların ve Çinlilerin şaraplık üzümü yok. Onlar Fransız, İtalyan, İspanyol üzümlerini dikip şarap yapabiliyorlar ancak. Bizde ise bilinen, bilinmeyen, unutulmuş onlarca yerel şaraplık üzüm çeşidi var, bir Fransa, İspanya, İtalya gibi. Ama gelin görün ki bırakın yabancıları, biz bile yeni öğreniyoruz bu üzümleri.
Yerli şarap dünyası coştu
Saygın şarap dergisi Decanter’in editörü Steven Spurrier bana yıllar önce bir Bordeaux toplantısında, Türkiye’nin şarapçılıkta şansının yerel üzümlerinden geçtiğini anlatmıştı. O dönemde iki elin parmağını geçmeyecek kadar çeşitte yerli üzüm işliyordu belli başlı şarap üreticilerimiz. 2000’ler sonrası butik şarapçılık atağa geçti. Önce yabancı üzümlerden şaraplar yaptılar. Sonra da unutulmaya yüz tutmuş üzümlerin peşine düştüler. Hatta natürel şaraplar yaptılar bu üzümlerden. Bir anda yerli şarap dünyası coştu. Yavaş yavaş yabancıların da dikkatini çekmeye başladı.