Çok moda bir söz oldu, geçmişe takılmamak ve an’da kalmak, an’a odaklanmak. Eğer psikolojik anlamda, üzüntü ve depresyon nedenleri ile söyleniyorsa doğru olabilir…
Ancak zaman zaman geçmişe bakmak ve dersler çıkarmak, bugün aynı hataları yapmaktan alıkoyacaktır. Ders alınsaydı tekerrür mü ederdi diyen Akif ’in kastettiği şey aslında fikrimin tam bir özeti… ‘Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. Yılında Tarım ve Ormancılık Tarihi Sempozyumu’ 18-20 Aralık tarihlerinde Ankara’da yapıldı.
Organizasyon, Tarım ve Orman Bakanlığı ile Türk Tarih Kurumu’nun beraberliğinde gerçekleşti. Açılışını Sayın Bakan İbrahim Yumaklı’nın yaptığı muhteşem etkinliğe sektörün her kesimini temsilen binden fazla kişi katıldı. Üç etkinliğine konuşmacı veya moderatör olarak katıldığım sempozyumu tertipleyen kurumlar arasında muhteşem bir uyum ve iş birliği hemen göze çarpıyordu.
Özellikle de T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı Eğitim ve Yayın Dairesi Başkanlığı’nın başta Başkanı Dr. Bülent Kahraman Çolakoğlu’ndan tüm çalışanlarına kadar herkes işin bir tarafından tutuyordu. Ulusal kanallar dışında, Tarım TV açılıştan itibaren canlı yayındaydı. Konu tarım ve orman tarihi olunca, tüm oturumlarda, geçmişe bakmak ve bugün geldiğimiz noktayı görmek bizi cesaretlendirdi.
Üzerimizdeki karamsarlık havası yerini ümide bıraktı. Dünya Gazetesi yazarı olarak aktif katılımcı olduğum oturumlardan Basın Oturumu ise oldukça renkli geçti. Ekranlardan tanıdığımız isimlerle birlikte medya, dezenformasyon, post-truth ve tarımsal yayım konularını tartışırken çok faydalandık.
Tarım kesimine ulaşmakta hala çok etkili bir yol olan radyo ve televizyon programlarının geçmişini ve bundan sonra nasıl bir yol izlenebileceğini konuştuk. Yine moderatör olarak yer aldığım Tarımda Örnek Gençler Özel Oturumu, belki de en çok keyif aldığımız, geleceğe dair ümitlerimizin arttığı, teknofest gençlerini dipdiri görmekten büyük mutluluk duyduğumuz bir başka muhteşem etkinlikti. Doğal olarak zaman yetmedi…