Melih Baş: FAO Gıda Güvencesi ve Beslenme Raporu 2023 (II)

Raporu incelediğimiz yazımıza kaldığımız yerden devam ediyoruz. GIDA EGEMENLİĞİ (FOOD SOVEREIGNTY) Dünyada tarım sektörünün üretim girdilerinden (tohum, tarımsal ilaçlar vd.) üretime (sözleşmeli çiftçilik vb.) ve hatta ürünlerin pazarlanmasında ÇÜŞ’lerin denetimi söz konusu olunca, uluslararası bir çiftçi ve küçük gıda üreticisi örgütü olan La Via Campesina tarafından 1993 yılında bu kavram ortaya atılmıştır. Gıda egemenliği kavramı ile gıda üretiminin yerel kaynaklara dayandırılmasının öneminin altı çizilmekte; adil, güvenli, sağlıklı ve sürdürülebilir bir tarımsal üretim olanağı sağlayacak ticaret politika ve uygulamalarının gerçekleştirilmesine işaret edilmektedir.

Gıda egemenliği için La Via Campesina tarafından yedi ilke belirlenmiştir. Bu yedi ilke; 1) Gıda temel bir insan hakkıdır 2) Toprak reformu 3) Doğal varlıkların korunması 4) Gıda ticaretinin yeniden düzenlenmesi 5) Küresel açlığın sonlandırılması 6) Sosyal barış 7) Demokratik kontrol olarak saptanmıştır. Bu ilkeler genişletilerek ve geliştirilerek daha kapsamlı somut siyasa hedeflerine dönüştürülmesi önerilmektedir. Gıda egemenliği aynı zamanda bir mutfak savaşları olgusunu da içermektedir. Örneğin geç kapitalizmin “fast food” (eleştirel söylemle junk food-çöp gıda) yemek tarzı ve “McDonaldlaştırma” tam da bu bağlamda tipik bir örnek olarak karşımıza “Cocacolonization” sürecini getirmektedir. Gıda egemenliği konusuna dikkat çeken Osman Nuri Koçtürk’ün Yeni Sömürgecilik Açısından Gıda Emperyalizmi kitabı oldukça eski ama bir klasiktir. Koçtürk yapıtında zeytinyağının yerine margarini nasıl yerleştirdiklerini, ABD gıda yardımlarını çok edebi bir dille anlatır.

GIDA PAYLAŞABİLİRLİĞİ (FOOD SHAREABILITY)

SKA2’nin vurguladığı açlık sorununun nedeninin gıda yetersizliğinden çok adaletsiz gıda dağıtım sistemi olduğu genel kabul görmüş bir düşüncedir. İşte bu kavramla bu soruna dikkat çekilmek istenmektedir. Bu kavramın ilk kez gündeme gelmesi dolaylı olarak 2009 yılında New York’ta toplanan BM Küresel Gıda Krizi ve Gıda Hakkı toplantısında şu ifadeyle ortaya atılmıştır:

“varsıllar, komşuları, tüm insan ve canlıların ortak yaşam alanı olan dünya üzerinde olumsuz etkiler yaratan yaşantı ve tüketim yapılarını değiştirmelidirler”.

Açlığa neden olan adaletsizliğe son vermeyi özgörev edinmiş düşünce kuruluşu olan ve Food First (Institute for Food and Development Policy) adlı kuruluş, kapitalist sistem ile gıda sisteminin hastalıkları arasındaki bağı ortaya çıkarmaya çalışmakta, gıdanın emtiaya nasıl dönüştürüldüğünü, çiftçilerin geçim kaynaklarının nasıl yok olduğunu, gezegenin ve insanların sağlığının nasıl yok edildiğini göstermeye çabalamakta, yiyecek merceğinden bakarak büyük toplumsal yoksunlukları ve çevresel maliyetleriyle kapitalizmin tarihsel işleyişini aktaran dikkat çekici bir açıklama sunmaktadır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Çok Okunanlar

Benzer Haberler
KAÇIRMA

İrfan Donat: Küresel gıda fiyatlarında Trumpflasyon mu geliyor?

Çin ile girdiği gümrük tarife savaşı hafızalarda… İklim değişikliğine...

TKİ 9,5 milyar lira kömür borcundan dolayı Konya Şeker’i icraya verdi!

Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu (TKİ), Konya Şeker'in bünyesinde bulunan...

Kırmızı ette fiyatlar düşecek! Bakanlık büyükbaşın ardından kuzu ithalatı için düğmeye bastı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın vatandaşın kırmızı ete beklediği fiyatlarla...

Pirinçte yaşam maliyetine baskı oluşturabilecek fiyat artışı! Japonya 18 yılın zirvesinde

Japonya Tarım, Orman ve Balıkçılık Bakanlığı açıklamasına göre, 60...