Birçok efsaneye konu olan Ağrı Dağı’ndan ismini alıyor Ağrı ili… Ama adının lanetinden midir bilinmez yine tıpkı ismi gibi ağrılı bir şehir… Ekonomik ve sosyal açıdan pek imkâna sahip olmayan, hâlen feodal yapının hâkim olduğu ancak masallardan fırlamış hissi uyandıran İshak Paşa Sarayı başta olmak üzere birçok güzelliği de barındıran bir yer…
Tek Tanrı’ya inanan Nuh zamanında, düzen bozulmuş; insanlar, doğru yoldan eğri yola sapmış ve Tanrı’ya isyan etmişler. Tanrı, bunları cezalandırmaya karar vermiş. Nuh’a üç yüz adım boyunda, elli adım eninde ve otuz adım yükseklikte bir gemi yapmasını bildirmiş. Nuh, gemisini yaparken herkes onunla alay etmiş, başlarına gelecek felakete bir türlü inanmamışlar. Derken geminin yapımı bitmiş. Nuh, yeryüzünde bulunan bütün canlılardan, erkek-dişi birer çift gemisine almış. Yeteri kadar yiyecek yüklemiş. Sonunda da ailesi ve iman eden bazı yakınlarını yanına alarak gemiye binmiş. Bu sırada gök delinmiş. Kırk gün, kırk gece yağmur yağmış, görülmemiş bir tufan, dağları, taşları denizlerle birleştirmiş. Tanrı’nın gazabına uğrayan insanlar yok olmuş, yalnız gemidekiler sağ kalmış. Nuh’un gemisi, yüz elli gün sularda yüzmüş. Yine ilahi bir emirle sular çekilmeye başlamış. Gemi, Ağrı Dağları’nın Cudi Tepesi’ne oturmuş. Nuh Peygamber, pencereyi açarak bir güvercin salmış. Güvercin, konacak yer bulamayarak geri dönmüş. Yedi gün sonra, güvercini yeniden salmış. Güvercin bu kez ağzında bir zeytin dalıyla gemiye dönmüş. Nuh, gemisinden çıkarak Ağrı Dağları’nın eteklerinde bir köy kurmuş. İnsanlar, canlılarla birlikte yeniden çoğalmışlar.
NUH’UN GEMİSİ NEREDE?
Bu tür efsanelerin kutsal kitaplarda da yer alması, tarih boyunca Ağrı Dağı’na ilgiyi canlı tutmuş, tutuyor. Birçok insan, Sümerlerin Gılgamış Destanları’nda da geçen bu efsanenin peşinde, Nuh’un gemisinin kalıntılarını arıyor. Hatta Ağrı Dağı’nın güney karşısındaki Telçeker ile Üzengili köyleri arasındaki siluetin Nuh’un Gemisi olduğu iddia ediliyor. Buranın halk arasındaki adı Cudi Dağı… Kur’an-ı Kerim, Hûd suresinin kırk dördüncü ayetinde de Nuh Tufanı’ndan bahsederken “Cûdî” isminin geçmesi nedeniyle Nuh’un Gemisi’nin Şırnak’taki Cudi Dağı’nda olduğuyla ilgili inanışlar da var. Ancak Ağrı Dağı fikrini benimseyenler daha fazla. 1983 yılından itibaren kutsal geminin kalıntılarını Ağrı’daki siluetin orada arama çalışmaları hızlanmış. Somut bir delil elbette yok ama Kültür ve Turizm Bakanlığı, Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıkları Yüksek Kurulu 17 Eylül 1987 tarih ve 3657 sayılı kararıyla gemi kütlesinin “korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlığı” özelliği gösterdiğini belirterek, burasını doğal sit alanı ve açık hava müzesi olarak koruma altına almış. Burayı kuş bakısı görecek yere bir de kafeterya yapılmış.