Coğrafi işaretlerin küresel ekonomik hacmi 300 milyar euro’ya yaklaştı. Avrupa Birliği 100 milyar euro’yla pastadan en büyük dilimi alıyor. Türkiye’nin ise 5-6 bini bulan coğrafi işaret potansiyeli var ancak sistem doğru işletilmiyor.
Bir ülke düşünün… Sahip olduğu ve daha da önemlisi ‘sahip çıktığı’ 762 coğrafi işaretin satış değeri 33,6 milyar euro’yu buluyor. Bir başka ülke düşünün ki kıymetini bildiği 887 tescilli coğrafi işaretten 19,7 milyar euro gelir elde ediyor. Bir başkası… Farkına varıp koruduğu 378 yerel değerinden 7,7 milyar euro kazanıyor. Bir diğeri… 178 coğrafi işaretinden 10,9 milyar euro’luk bir ekonomik değer yaratan ülke düşünün.
Yukarıda kast ettiğimiz ülkeler sırasıyla Fransa, İtalya, İspanya ve Almanya… Bu tür örnekleri çoğaltmak mümkün… Ulusal ve uluslararası pazarlarda coğrafi işaretlerle birçok ülke, hem ekonomik katma değer yaratıyor hem de kırsal kalkınmayı destekliyor. Yukarıda paylaştığımız örneklere Portekiz, Hollanda, Yunanistan ve İrlanda gibi ülkeleri de eklediğinizde Avrupa Birliği’nde (AB) tescillenmiş 3 bin 561 coğrafi işaretin ekonomisi 100 milyar euro’ya yaklaşıyor.
Sizin oraların nesi meşhur?
Uluslararası Coğrafi İşaretler Ağı Organizasyonu (oriGIn) verilerine göre ise dünyada 40 üye ülkeye ait tescilli coğrafi işaretlerin sayısı 9 bin 270’i buluyor. Tescilli coğrafi işaretlerin küresel hacmine baktığımızda ise karşımıza 300 milyar euro’ya yaklaşan bir ekonomi çıkıyor. Bizim bu hafta bu konuya değinmemizin ise özel bir sebebi var. Siz bu satırları okurken Antalya’da olacağım. 2-5 Kasım’da 12’ncisi düzenlenen YÖREX Fuarı’na bu yıl da katılacağım.