Prof. Dr. Aykut Gül: Gazze’de yaşananlar gıda stratejimizi yeniden gözden geçirmemizi gerektiriyor

Orantısız güç gösterisine ve her türlü insan hakları ihlallerine sahne olan Filistin-İsrail Savaşı, ülkelerin en hassas noktalarının gıda ve su olduğunu bir kez daha gösterdi.

Gazze’ye yönelik acımasız İsrail saldırılarında; çocuklar başta olmak üzere sivil ölümleri ile gıda stokunun tükenmesi, gıda dış yardımının engellenmesi, suyun kesilmesi, fırınların bombalanması ve nihayet Refah sınır kapısından geçebilen yüze yakın tırdaki gıdanın geçişine izin verilmemesi, öne çıkanlardı.

Pandemide, on bir ilimizi etkileyen asrın felaketi depremde ve özellikle bölgemizi etkileyen küresel krizlerde gıda, kırılganlığın hep merkezinde oldu. Gazze’de yaşananlar, Ukrayna-Rusya Savaşı’nın da ötesine geçti.

Birçok stratejist, üçüncü dünya savaşı ihtimalini dillendiriyor. Ülke olarak, sorunun çözümü noktasında yoğun bir diplomasi sergiledik. Ancak gelinen aşamada, ülkemizi de doğrudan etkileyen, sessiz kalabilmenin mümkün olmadığı gelişmeler oluyor.

Bu şartlarda, ülke olarak, önceliklerimizi ve stratejilerimizi acilen yeniden gözden geçirmemiz gerekiyor. Gıda elbetteki bunların başında geliyor. Gazze’de yaşanan insanlık dramı, maalesef, bunu bize en acı şekliyle gösteriyor. Gıda güvencesinin, milli güvenliğin en tepesinde yer aldığını fark ediyoruz. Ülke olarak bu konuda acilen yapmamız gerekenleri maddeler haline getirmeye çalıştım:

-Öncelikle temel gıda maddelerinde, genel olarak yeterlilik derecemiz iyi olmakla birlikte, daha da yukarılara çekmeliyiz.

-Kriz zamanlarında gıda denildiğinde su ve ekmek ilk akla gelenler. Teknolojik olarak ne kadar ilerlerseniz ilerleyin mutlaka beslenmek zorundasınız. Ekmek için una, un için buğdaya ihtiyacınız var. Buğday içinse üretim girdilerine… Buğdayda kendinize yetiyor olabilirsiniz ancak kimyasal gübrede dışa bağımlıysanız gıda güvenceniz risk altında demektir. Bu nedenle kritik üretim girdilerinin ithal ikamesine yönelik planlama derhal yapılmalı ve hayata geçirilmeli.

-Ürettiğiniz buğdayın tamamını bir anda tüketemezsiniz.

Depolamak ve yıl boyu lojistiğini sağlamak zorundasınız. Bu yıl depolarımız tamamen doldu. Ancak daha fazla depo kapasitesine ihtiyacımız olduğu görülüyor. Lisanslı depoculuğa daha fazla öncelik verilmeli.

-Tarım ve Orman Bakanlığı’nın 2024-2028 Stratejik Planı bir an önce paydaşların görüşlerine sunulmalı ve yeni yılda uygulamaya konulmalı. Gecikme yaşanması ihtimali varsa bir acil eylem planı hazırlanmalı.

-Bakanlığın üretim planlanması çalışması gelecek yıla ertelendi ancak Tarımsal Üretimin Planlanması Kurulu bir an önce oluşturulmalı ve öncelikle kritik öneme sahip sınırlı sayıdaki ürün için planlama başlamalı. Yılda birkaç kez toplanıp kararlar alan bir mekanizma verimli olamaz. Tarımsal ürün piyasaları dinamik yapıdadır. Üretim sorunu yaşamasanız dahi her türlü krizin piyasaları doğrudan etkileme potansiyeli vardır. Kurul, yurt içi ve yurt dışı gelişmeleri sürekli izleyen, uzman görüşlerini alan ve hızlı kararlar verebilen bir yapıda olmalı.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Çok Okunanlar

Benzer Haberler
KAÇIRMA

112 Milyon Liralık Tarımsal Destekleme Ödemesi Hesaplara Aktarılıyor

Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından sağlanan tarımsal destek ödemeleri...

5 yılda Türkiye’nin en büyüğü oldu: Nusret’e bile satıyor

Amasya’da beş yıl önce köyündeki tarlasına safran bitkisi tohumları...

COP29: ‘İklim krizine çare’ iyimserliği geride mi kalıyor?

https://www.youtube.com/live/lAfzo0sU5D0?feature=shared İklim değişiklikleri, bilimsel olarak klimatoloji dalına göre incelenen bir...

Migros sürdürülebilirlik anlayışı ile fark yaratan projelere imza atıyor

Migros, merkezine aldığı sürdürülebilirlik anlayışıyla önemli projelere imza atıyor....