Birkaç gün önce Sürdürülebilirlik Akademisi’nin, “Sürdürülebilir Gıda” zirvesinde Gıda’da inovasyonu tartıştığımız bir panel yönettim, diğer panelleri de izleme fırsatı buldum. Benim yönettiğim panelin yanı sıra aslında diğer paneller de inovasyona vurgu yapıyordu. Yaşamın sürdürülebilirliğini konuşurken, gıdanın sürdürülebilirliğini konuşuyoruz ve bu da inovasyondan başlıyor. Yıldız Holding CEO’su Mehmet Tütüncü büyük dönüşümden bahsediyordu ve ‘Her şey çok hızlı değişiyor’ diyordu. Onun bu konudaki en önemli tavsiyesi hızlı değişim dönemlerinde, hızlı öğrenmeye geçmekti. Ben bunu ‘çok yönlü’ değişim diye tanımlıyorum. Dinamikleri çok yönlü değişiyor. O yüzden takip etmek de zorlaşıyor. Mehmet Tütüncü bunun büyük belirsizlikleri ve takip etmede zorluklara neden olduğunu söylüyordu.
Gıdadaki dönüşümün etkisi
İlkel cağlardan beri gıdadaki dönüşüm, bugün ekonomileri yarattı, insanlığın dönüşümünü sağladı. Çünkü insanlar gıdayı saklamayı, korumayı başardıklarında kendi sürdürülebilirliklerini yarattılar. Buğdayı stokladılar, yiyecekleri çeşitli yöntemlerle saklamaya başladılar. Böylece, aç kalmayacaklarını garantiye alarak başka işlerle uğraşmaya, vakit ayırmaya başladılar ve böylece yaşamın diğer alanlarındaki inovasyonlar geldi. İnsanoğlu gelişip modern çağı yakaladı, teknolojiyi de kullanarak büyük bir sıçramanın eşiğine geldi. Fakat nasıl bir döngüdür ki, bu sıçramayı yapabilmek için yine gıdanın sürdürülebilirliği ile karşı karşıya. Yine çözüm bulması, yine işe baştan başlaması gerekiyor.