Seyahat dünyasının yeni akımı şarap turizmi, ülkemizde de hiç olmadığı kadar zenginleşti…
Upuzun bir masanın etrafında 20 kişiyiz. Önlerimize bırakılan menülerdeki bir düzineyi aşkın lezzetin isimlerini okurken bile ağzımız sulanıyor. Başlangıç olarak sunulacak “Cevizli ıspanak pesto ve mandalina vinegretli marine sakız kabağı”nı beklerken, küçük çanaklardaki zeytin ezmelerini kızarmış ekmeklere sürerek oyalanıyoruz. Masa komşularımızdan biri, “Yemeğe gerek yok, iki kâse daha bundan koyup biraz daha ekmek verseler ben bununla akşamı geçiririm” diyor. En, ne de olsa çanaktaki basit bir ezme değil, “Yeşil zeytinli kestane mantarı tapenade.” Ve sarımsaklı kıtır ekmeklerle gerçekten harika gidiyor.
Arcadia bağlarının içindeki Bakucha Otel, iddialı restoranıyla gastronomi turistlerini ağırlıyor
Ülkemizin ilk bağ otellerinden, Kırklareli’deki Bakucha’dayız. Otelin kardeş kuruluşu Arcadia şaraplarının ilk hasatının 15. Yılını, onur konukları olan danışmanlar Prof. Alain Carbonneau ve Andrea Paoletti’nin de katılımıyla kutluyoruz. Restoranda tüm masalar dolu, mutfak da arı kovanı gibi. Mutfak Sanatları Akademisi MSA’nın şefleri otelin aşçıları ile birlikte çalışıyor ve ekip ard arda birbirinden lezzetli yemekler çıkarıyor. Ben en çok köz biber ve domates soslu sardalya konfiyi beğeniyorum. Birinciliği keşkekle sunulan kuzu kaburga sarmaya verenler de oluyor. Kimilerinin favorisi ise, köz patlıcanlı ve keçi peyniri dolgulu ravyoli… İki çeşit tatlı art arda geldiğinde bu kez tam bir ittifak gerçekleşiyor, finalin yıldızı Tangazola peyniri kemasıyla sunulan tuzlu baklava oluyor. Tuzu bol bu “tatlı” tabağının Arcadia’nın bal ve tropikal meyve kokulu tatlı şarabı 333 ile eşleşmesi de, sofistikasyonu bir kat daha arttırıyor.
Bakucha Bağ Oteli’nde sunulan kaburgalı pide, hayatımda yediğim en iyi hamurişlerinden
Yemeklerle gelen biri yıllanmış beş farklı şarabın sıcaklık dereceleri, havalanma süreleri ve konuldukları kadehler de ideal. Şarap dünyasının dorukları olan Bordo şatolarında katıldığım onlarca ziyafeti düşünüyor, Bakucha’daki yemeği onlardan geride görmüyorum. Ertesi öğlen yediğim ata tohumlu buğday unuyla yapılmış kaburgalı pideye de bayılıyor, “Kaburga daha yağlı olsa ya da pidenin üzerine fırçayla tereyağı sürülse, ülkenin en iyi hamurişlerinden biri olabilir” diyorum.
Buraya açıldığı 2015’te de gelmiş, açılışlarda olabilecek acemilikler görmüş, “İyi aşçılar Kırklareli’nin Lüleburgaz ilçesinin Hamitabat köyü gibi ücra bir yerde kolay kolay durmazlar. İşleri zor…” diye düşünmüştüm. Ve tesisi kuran Arca ailesine bunu açıkça söyleyemeden kolaylıklar dilemiştim. 2018’de geldiğimde ise çıta biraz daha yükselmişti. Şimdi ise şarap turizminin öncüleri Fransa, İtalya ve İspanya’nın standartlarını yakalamıştı.