İdil Çimrin: Sağlıklı mutfağın gözdesi keçiboynuzu

Anadolu’da harnup adıyla bilinen keçiboynuzunu ne kadar tanıyoruz? Hadi gelin, tam bir şifa deposu olan keçiboynuzunu mercek altına alalım.

Keçiboynuzu baklagiller familyasından olup Akdeniz ikliminin hüküm sürdüğü yerlerde doğal olarak yetişen ve meyveleri yenen, maki türü bir ağaçtır. Ağacın meyveleri ise 15-20 cm. kadar olabilen ve ilk zamanlar yeşil ama olgunlaştığında kahverengileşmektedir. Ağaç meyvesinin orta tabakası, taze iken yumuşak ve tatlıdır. Her bir meyvenin içerisinde on beş kadar sert kabuklu yassı tohum bulunur. Keçiboynuzu meyvesinin en yaygın kullanımı pekmez ve özüdür.

HANGİSİNİ ALMALI?
Keçiboynuzunun ister meyvelerini satın alıp çiğneyerek tüketin, ister özünü ya da pekmezini tercih edin. Keçiboynuzu özü, pekmez gibi sıvı formda olmasına rağmen keçiboynuzu pekmezinden daha yoğun kıvamlıdır. Her ikiside soğuk sıkım dediğimiz presleme yöntemi ile elde edilir. Keçiboynuzu özü çekirdekleri ile birlikte sıkılır. Keçiboynuzu pekmezi ise çekirdeklerinden ayrıştırılarak soğuk sıkım işleminden geçer.

LOKMAN HEKİM’İN FAVORİSİ
Lokman Hekim, günlerden birinde Anadolu’nun güneyindeki insanların dertleriyle ilgilenmek üzere yola çıkar. Toros Dağları’ndan aşağıya inip Akdeniz’e doğru ilerlerken limon ağaçlarını görür. Orada yaşayan insanların daha sağlıklı olabileceğini düşünerek ilerlerken yolunun sağının solunun keçiboynuzu ağaçlarıyla örtülü olduğunu görür. Orada durup yanındakilere “Buranın insanlarının bana ihtiyacı olmaz” deyip geri döner.
Keçiboynuzunun faydalarını sıralamaya başlar fakat saymak ile bitiremez.
Neredeyse 5000 yıllık bir geçmişi olan keçiboynuzunun yüzyıllarca ölçü birimi olarak kullanıldığını daha önce duymuş muydunuz?
Keçiboynuzunun en önemli fiziksel özelliklerinden bir tanesi çekirdeklerinin kuru haldeyken hep aynı ağırlıkta olmasıdır. Kentleşme ile birlikte insanlığın tarıma geçmesi, ticaretin yapılması, mal değiş tokuşu, mesafelerin ölçülmesi ile matematiksel bir ihtiyaç doğar.

NEREDE YETİŞİR?
Kıbrıs, Libya ve ABD’de kolaylıkla yetişen keçiboynuzu ağacı Türkiye’de Antalya Manavgat, Mersin Anamur, Muğla Datça gibi birçok şehirde yetişmektedir. Keçiboynuzu doğal ortamda ormanların içerisinde yetişen bir ağaç türüdür.

NEDEN TÜKETMELİYİZ?

Keçiboynuzu, zengin besin içeriğinin yanı sıra, yüksek düzeyde antioksidan maddeler içermesiyle ve bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi açısından oldukça büyük öneme sahiptir.
Keçiboynuzu, ayrıca potasyum, kalsiyum, sodyum, magnezyum ve demir mineralleriyle zengin bir besin kaynağıdır. Antioksidan özelliğiyle doğal bir antibiyotik özelliği de vardır. Kalp ve damar sağlığına faydalıdır. Kanı temizleme ve damar tıkanıklıklarını giderme özelliği vardır.
Kış aylarında artan astım atakları ve bronşit hastalıklarına iyi gelen keçiboynuzu şiddetli öksürüklere karşı çok etkilidir. Balgam söktürücüdür, bu sayede öksürüğü azaltır.
Bağırsak ve sindirim sistemine de olumlu etkiler sağlar.
İçerdiği lifler dolayısı ile genel anlamda sindirim sistemini koruyucu özelliği vardır ve zengin lif içeriği ile kilo vermeye yardımcı olduğu bilinmektedir.
Çeşitli alerjik hastalıklara karşı engelleyici ve tedavi edici özelliği vardır.
İç organları temizler, vücuttan ağır metallerin ve radyasyonun atılmasını sağlar.
Diş etlerini güçlendirerek düzenli kullanım halinde dişleri beyazlatır.
Aneminin tedavisinde etkilidir, içeriğindeki E vitamini ile özellikle keçiboynuzu pekmezi anemiye iyi gelir.
Keçiboynuzu, diyabetle savaşır. Kan şekerini düzenleyerek kötü kolesterolü azaltmaktadır ve bu bakımdan da şeker hastalığına karşı önemli bir antioksidan görevi görmektedir.

KEÇİBOYNUZLU KEK
MALZEMELER

3 yumurta
Yarım su bardağı keçiboynuzu özü
1 çay bardağı zeytinyağı
1 kabartma tozu
1 vanilya
1 çay bardağı ceviz
1 çay kaşığı tarçın
2.5 su bardağı buğday unu
YAPILIŞI: İlk önce yumurta ve keçiboynuzu özünü iyice çırpıyoruz. Ardından zeytinyağını ekleyip tekrar çırpmaya devam ediyoruz. Karışımın içerisine tarçını, kabartma tozunu ve vanilyayı da ekliyoruz. Azar azar unu da ilave edip en son cevizleri ekliyoruz ve iyice karıştırıyoruz. Daha sonra zeytinyağı ile yağladığımız kalıbımıza hamurumuzu döküyoruz ve 180 derecelik fırında pişiriyoruz.

www.sabah.com.tr/yazarlar/gunaydin/idil-cimrin

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Çok Okunanlar

Benzer Haberler
KAÇIRMA

Serpil Yılmaz ,Balıkçılar asgari ücreti ihracatla aşıyor

Ekonomi dünyası asgari ücret tartışmasına kilitlendi. 17 bin 2...

İncili Gastronomi Rehberi’ Ödül töreni

Bir yıllık emeği bir yazıda anlatmak kolay değil. Özellikle...

112 Milyon Liralık Tarımsal Destekleme Ödemesi Hesaplara Aktarılıyor

Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından sağlanan tarımsal destek ödemeleri...

5 yılda Türkiye’nin en büyüğü oldu: Nusret’e bile satıyor

Amasya’da beş yıl önce köyündeki tarlasına safran bitkisi tohumları...