Bekir Ağırdır: Mesele tabii ki yalnızca ağaç değil beka meselesi

İktidar ve entelektüel destekçilerinde Türkiye’de iklim krizi ile mücadelenin gelir kaybına neden olacağı ve kalkınma hedefleriyle çelişeceği kanısı yaygın. Bu elbette ideolojik ve siyasi bir tercih olabilir. Oysa bilimsel çalışmalar, Türkiye enerjide yenilenebilir kaynaklara geçip, tarım ve sanayide yerküre ve coğrafyayla uyumlu politikalar yürüterek, ulusal gelirde yüksek bir artış sağlayabileceğini gösteriyor.

Günlerdir Akbelen’deki ağaç kıyımını konuşuyor ülke. 8 Ağustos günü TBMM Genel Kurulu, CHP’nin Akbelen Ormanı’nda yaşananlara ilişkin genel görüşme önergesiyle olağanüstü toplandı. Siyasi parti sözcülerinin konuşmalarının ardından genel görüşme önergeleri iktidar partileri milletvekillerinin oylarıyla reddedildi. Meclis’teki görüşmelerde Ak Parti adına konuşan ve bir önceki Enerji Bakanı olan Fatih Dönmez demiş ki; “Asıl derdiniz yeşil değil; yeni bir Gezi çıkartabilir miyiz? Yeşilden nasıl anladığınızı Gezi Parkı eylemlerinde gördük. Açık açık, ‘Mesele ağaç değil, sen hâlâ anlamadın mı?’ diyerek vatandaşları isyana teşvik ettiniz. Derdinizin yeşil olmadığını gayet iyi biliyoruz…”

Kusura bakmasın, eski enerji bakanı meseleyi, itirazları hiç mi hiç anlamamış. Mesele hem yeşil hem de siyasi, daha açığı mesele yaşamı, geleceği, ülkeyi, insanlığı, yerküreyi savunmak. Eski bakan meseleyi böyle koyunca, karşıtları da meseleyi “derdiniz enerji değil bir şirketi, yağmayı savunmak” şekline indirger. Bu iki indirgeme de sorunlu, eksik, yanlış. Çünkü sloganların şehvetine kapılmadan konuşmamız, tartışmamız gereken toplumsal esenliğimiz, refahımız, toplumsal bekamız, yerküreyle uyum meselelerimiz.

Akbelen’de ne oldu? Bir şirkete ait elektrik santraline kömür sağlamak amacıyla açılacak ocaklar için ağaç kesimine başlandı. Köylüler, ‘ağaçlar kesiliyor’ diyerek nöbete başladı, ardından önce yeşil aktivistler ve ardından da toplumun muhalif kesimi sesini yükseltti. Santral işçilerinin bir kısmı protestolara “Dışarıdan gelenler alın terimiz üzerinden şov yapıyor” diyerek karşı çıktı. Bir kısım uzmanlar da “Kamu yararı var, santral Ege elektriğinin yüzde 62’sini karşılıyor, üretimin devamı için bu kömüre ihtiyaç var” dedi.
İktidar her zamanki gibi protestoları marjinalleştirmeyi, kriminalize etmeyi tercih etti. CHP her zamanki gibi yaşananların ardından, yaşananlara alt yazı koymak babından Meclis’e önerge verdi. Bakarsak, herkes alışılmış kalıplarıyla, alışılmış görevlerini yerine getirdi.

Ama mesele bundan ibaret değil elbette. Yerkürenin ritim değişikliğinin ürettiği sorunlar yalnızca ülkemizin değil insanlığın geleceğini tehdit ediyor. Bilim insanları yeryüzü sıcaklığının önümüzdeki 10 yıl içerisinde 1.5 derece artacağını hesaplıyor. İklim değişikliğinin etkisi sıcaklıklardaki artıştan ibaret değil. Kuraklık, seller, şiddetli kasırgalar gibi aşırı hava olaylarının sıklığı ve etkisinde artış, okyanus ve deniz suyu seviyelerinde yükselme, buzulların erimesi gibi etkenler sonucunda bitkiler, hayvanlar ve ekosistemler risk altında. Doğal olarak insan yaşamı risk altında. Bu sorunun kaynağı sanayi toplumunun üretim ve tüketim modeli. Kaynakları sonsuzmuş gibi varsayan standart ve ölçeğe dayalı endüstriyel üretim ve bundan beslenen tüketim biçimi. İnsanlık olarak şimdi anladık ki ne kaynaklar sonsuz ne de yerkürenin ritmi sabit.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Çok Okunanlar

Benzer Haberler
KAÇIRMA

İrfan Donat: Küresel gıda fiyatlarında Trumpflasyon mu geliyor?

Çin ile girdiği gümrük tarife savaşı hafızalarda… İklim değişikliğine...

TKİ 9,5 milyar lira kömür borcundan dolayı Konya Şeker’i icraya verdi!

Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu (TKİ), Konya Şeker'in bünyesinde bulunan...

Kırmızı ette fiyatlar düşecek! Bakanlık büyükbaşın ardından kuzu ithalatı için düğmeye bastı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın vatandaşın kırmızı ete beklediği fiyatlarla...

Pirinçte yaşam maliyetine baskı oluşturabilecek fiyat artışı! Japonya 18 yılın zirvesinde

Japonya Tarım, Orman ve Balıkçılık Bakanlığı açıklamasına göre, 60...