İklimsel riskler ve jeopolitik krizler nedeniyle tarımsal emtia fiyatları yükselişe geçti. Arz ve fiyat kaygılarıyla ülkelerin tarımda dış ticaret politikaları da değişiyor. Bazı ülkeler ihracatı yasaklıyor, bazıları panikle ithalat yapıyor. Bu dengesizlikler küresel gıda enflasyonunu körüklüyor. Gıda milliyetçiliği ve korumacılık yeniden gündemde…
Bir dejavu ile karşı karşıyayız. Bu filmi izlemiştik. Hem de son üç yılda iki defa… Önce pandemi döneminde şahit olduğumuz, ardından Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı sonrası hatırladığımız “gıda milliyetçiliği” ve “korumacılık” hamleleri bir kez daha ısıtılıp önümüze konulacak gibi görünüyor.
Bu sefer mevzu çok boyutlu… Karadeniz Tahıl Girişimi’nin sonlanması, küresel iklim değişikliğinin gölgesinde üretimi olumsuz etkileyecek El Nino senaryoları ve Hindistan, Rusya gibi ülkelerin tarımsal dış ticarette gösterdiği korumacı refleksler gıda enflasyonunun yeniden küresel sorun haline dönüşmesinin öncü sinyalleri niteliğinde. Bu sinyaller Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) son verilerine yansımaya başladı bile.
Buğday, arpa, pirinç, şeker, ayçiçeği gibi temel gıda ürünlerinin fiyatlarındaki yükseliş, pek çok ülke açısından gıdanın yeniden bir milli güvenlik meselesine dönüştüğüne işaret ediyor. Uluslararası fonların tarımsal emtia ürünlerine yatırım iştahı ise kabarıyor.
FAO Gıda Fiyat Endeksi, temmuzda (her ne kadar yıllık bazda yüzde 11.8 gerilese de) aylık bazda yüzde 1.3 artarak yönünü yukarı çevirdi. Bir gıda ürünü sepetinin uluslararası fiyatlarındaki aylık değişimini ölçen FAO Gıda Fiyat Endeksi, beş emtia grubunun ortalamasından oluşuyor. Bunlar arasında ise son dönemde arz ve fiyatlar açısından en çok dikkat çeken grup bitkisel yağlar ve tahıl grubu. FAO’nun Bitkisel Yağ Fiyat Endeksi, yedi aylık art arda düşüşünün ardından, temmuzda aylık bazda yüzde 12.1 gibi sert bir yükselişe sahne oldu.
Ayçiçek yağı
Özellikle uluslararası ayçiçek yağı fiyatları son bir ayda yüzde 15’in üzerinde arttı. Temel gerekçelerin başında, Rusya’nın Tahıl Girişimi’ne son verme kararının ardından Karadeniz Bölgesi’nden ihraç edilebilir arzla ilgili belirsizliklerin yeniden ortaya çıkması gösteriliyor.
Ayçiçek yağının temmuzda küresel bazda fiyat artış oranı yüzde 15
Öte yandan Türkiye’de ayçiçeği üretiminin bu sezon olumsuz iklim şartları nedeniyle yüzde 20 kayba uğrayacağı da gelen bilgiler arasında. İç tüketim ihtiyacının 3 milyon tona yaklaştığı bir dönemde kuraklık etkisiyle 1.4 milyon ton gibi bir üretim gerçekleşmesi bekleniyor. Her ne kadar yılbaşından bu yana yoğun bir ithalatın da etkisiyle stoklarda 400-500 bin ton civarı ham yağ rezervi olduğu tahmin edilse de Türkiye’nin ayçiçeğinde kendine yeterlilik oranının yüzde 50’nin altında olduğunu ve net ithalatçı konumda bulunduğunu hatırlatalım.