Toprağını, ormanını korumaya çalışan kadınların fotoğrafı karşısında bizi heyecana kapılmaktan alıkoyan nedir?
Şu fotoğrafı hatırladınız, değil mi?
2021 yılında Rize’nin İkizdere ilçesindeki İşkencedere Vadisi’nde Cengiz Holding tarafından açılmak istenen taş ocağına karşı direnişin sembolü olmuştu bu fotoğraf. İnadı ve ısrarı, demek ki ümidi imler gibiydi. Kolluk güçleri karşısında eli belinde dimdik duran bu kadın, epeyce coşkulandırmıştı bizi.
Şimdi de şu fotoğrafa bakın…
Bu fotoğraf da dün bu sayfalarda yayınlandı. Muğla İkizköy’deki Akbelen Ormanı’na sabaha karşı beş buçukta kesim motorları ile girildiği ve yemyeşil çamların kesilmeye başlandığı haberinin “görseli”ydi. Haberde, olası bir direniş ve engellemeye karşı tedbir olarak, bölgeye çok sayıda jandarma ekibi ve TOMA’nın sevk edildiği de söyleniyordu. Nitekim günün ilerleyen saatlerinde gelen bir diğer haber, ağaçların kesilmesine karşı çıkan köylülere jandarmanın biber gazıyla müdahale ettiğini, gözaltına alınanların olduğunu söylüyordu.
Bugün bu fotoğraf diğeriyle aynı duygusal coşkuyu veriyor mu?
Büyük ihtimalle vermiyor.
Diğerinin aksine bunda, inat ve inancın, demek ki ümidin boşa çıkmış olduğunu imler gibi, çaresizce yere serilmiş kadınlar var. Ama herhangi bir duygusal coşku vermiyor oluşunun sebebi bu değil; muhtemelen, daha inatçı, daha ısrarlı, demek ki daha ümitli bir duruş, bir bakış gösteriyor olsaydı bile o coşkuyu vermeyecekti. Çünkü Rize’nin İkizdere ilçesinde son seçimde, Cengiz Holding’i kendi gözdesi bellemiş olan siyasal iradeye milletvekili seçiminde yüzde 85’in, Cumhurbaşkanlığı seçiminde ise yüzde 88’in üzerinde oy çıktı.