Türk tarımı son yıllarda hiç olmadığı kadar büyük bir üretim krizinin içerisinde. Sene başında yaşanan deprem felaketi üretimi derinden etkilerken, rekor sıcaklıkların yaşanması da doğal sebepler oldu.
Bir de doğal olmayan sebepler var. Hani şu 15 Temmuz gecesi selalar ile başlayan, ÖTV zamlarıyla Fatiha okutan süreç helvamızı kavurmaya doğru hızla ilerliyor.
Fındık üreticisinin helvası ise yıllardır kavruluyor. Kavruluyor da yiyen kim belli değil..
İstanbul Şile’den Artvin’e kadar neredeyse bütün Karadeniz’in temel geçim kaynağı fındık. Öyle diğer ürünlere de benzemiyor. 2-3 kere hasat şansınız yok. Yani 11 ay boyunca 1 aylık fındık mevsimi için hazırlanır çiftçi. O yüzden bölgede geçim kaynağı fındık olan herkesin gözü dallarda, kulağı fiyatta..
Şöyle bir ülke düşünün; dünya fındık üretiminin yüzde 75’ini elinde bulunduruyor. Üretmese, tüm dünyanın tükettiği çikolata sektörü durur. Çünkü alternatifi yok. Ancak fiyat belirleyemiyor.
Fiyatı Almanlar ve İtalyanlar belirliyor. Türkiye’nin en çok fındık ihraç ettiği iki ülke. Fındığı bizden ithal ediyorlar, işleyip tüm dünyaya pazarlıyorlar. Bir de üstüne onlar ne derse fiyat o oluyor!