Şemsa Denizsel: Bir şefin Tokat kebabı ile imtihanı

Tokat’ın kebabını deneyeceklere uyarı: Adını duyduğunuz her meşhur yemek sizin damak tadınıza uymayabilir.

19 Haziran

Yolculuk devam ediyor.
Tokat’a geldik. Bez sucuk çekeceğiz. Ama hepimizin aklında Tokat kebabı yemek var. Gereken araştırmalar yapılmış, tavsiyeler alınmış, çekimden önce bu kebabı yemek şart. 2 gün buradayız, birkaç seçeneği deneriz kesin. Otele bile yerleşmeden ilk tavsiyeye vasıl oluyoruz. Hava da şakır şakır, arabadan koşarak içeri geçiyoruz. Masaya yerleşiyoruz, sipariş belli: Tokat kebabı. Tokat kebabı geliyor, resim gibi. Patlıcan ve etler sıra sıra, baş sarımsak da var pişmiş, pideler de orada. Dalıyoruz hemen. Patlıcan, kuzu, sarımsak, domates, ateş… Mümkün mü kötü olması?

Evet mümkünmüş. Büyük hayal kırıklığı. Etler ağzımızda büyüyor. Kuzu değil, bildiğin koyun. Etin tadı kötü. Patlıcanlar anlamsız. Sadece sarımsaklara tamamım, onun dışında büyük bir hayal kırıklığıyla oradan kalkıyoruz. İlk Tokat kebabı deneyimimizin tokadından sonra otel; Dedeman’da kalıyoruz, bize ilaç gibi geliyor.

20 Haziran

Sabahtan çekime başlıyoruz, Tokat bez sucuğu konumuz. Sucuk da bir saklama yöntemi. Tıpkı pastırma gibi. Aşık Baba sucukları 4 kuşaktır sucuk yapıyor. Sucuklarının yanı sıra şahane bir kavurmaları da var. Her şeyi çekiyoruz, her şeyi yiyoruz, hayatımızdan memnunuz. Gün verimli geçiyor.
Akşam yemeği için bir diğer Tokat kebabı tavsiyesine gidiyoruz. Gideceğimiz lokantada diğer bir yöresel lezzet, Erbaa’da yerken aklımızın çıktığı o dolmayı tekrar yemek istiyoruz, önceden haber vermek şartıyla hazırlıyorlarmış, siparişi vermiştik. Dolma yine çok güzel, tabii ki bir evde pişenin yerini tutmuyor, onun letafeti bambaşkaydı. Sonra kebap geliyor…
Off! Yine hayal kırıklığı!
Dünkünden iyi ama, yine kötü. Kötü olmasının belirgin sebepleri var. Birincisi “Tokat kuzusu” dedikleri cinsin eti ağır bir et. Etin kendine has bir lezzeti var ki, bu o bölgede büyümemişsen alışık olabileceğin bir lezzet değil. Bir de söylediklerine göre kuzu mevsimi değilmiş, doğrudur ne de olsa haziranın ortasını geçtik, yani hayvanlar irileşmiş. Bu da eti hem daha fazla çiğnenmesi gereken bir hale getiriyor hem de hayvanın o kendine has tadını yoğunlaştırıyor.

Buradan kendi adıma çıkardığım sonuçlar şöyle:
1. Coğrafya her şeydir, alışkanlıkları belirler.
2. Yetişirken yediklerin damak tadını oluşturur, ki bu da seçimlerini belirler.
3. Meşhur olan her yemek meşhur olmayı hak etmez.

Bu sonuçlar tabii ki benim yıllardır savunduğum şeyler. Bana yeni değil. Ama bir kere daha hatırlamış oldum. Artık bana kimse “Tokat kebabı” demesin. Ancak ve ancak kuzu mevsiminde bir Tokatlı’nın evinde karşıma çıkarsa bir kere daha denerim. Yoksa almayayım, teşekkürler.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Çok Okunanlar

Benzer Haberler
KAÇIRMA

İrfan Donat: Küresel gıda fiyatlarında Trumpflasyon mu geliyor?

Çin ile girdiği gümrük tarife savaşı hafızalarda… İklim değişikliğine...

TKİ 9,5 milyar lira kömür borcundan dolayı Konya Şeker’i icraya verdi!

Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu (TKİ), Konya Şeker'in bünyesinde bulunan...

Kırmızı ette fiyatlar düşecek! Bakanlık büyükbaşın ardından kuzu ithalatı için düğmeye bastı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın vatandaşın kırmızı ete beklediği fiyatlarla...

Pirinçte yaşam maliyetine baskı oluşturabilecek fiyat artışı! Japonya 18 yılın zirvesinde

Japonya Tarım, Orman ve Balıkçılık Bakanlığı açıklamasına göre, 60...