Manisa Valisi Erdoğan Bektaş, Türkiye’nin kuru üzüm ihracatının yüzde 90’ını gerçekleştiren Manisa üzüm üreticisinin bu sene pazar sıkıntısı yaşadığını söyledi. Vali Bektaş, üzüm üreticisinin ayaklarını uzatıp rahatlama şansına sahip olmadığını kaydetti.
Manisa Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü koordinatörlüğünde yürütülmekte olan ‘Manisa İlinde İyi Tarım Uygulamalarının Yaygınlaştırılması ve Kontrolü Projesi’ kapsamında Anemon Otel’de düzenlenen ‘İyi Tarım Uygulamaları Sertifika Töreni ve Üretimden Pazarlamaya İyi Tarım Uygulamaları’ konulu panelde konuşan Vali Bektaş, Manisa’nın tarım açısından da potansiyeli yüksek bir il olduğunu bildirdi.
Türkiye’nin en önemli ovalarından birisinin Manisa’da olduğunu vurgulayan Bektaş, “İklimimiz ve toprağımız müsait. İnsanımız üretmeyi biliyor ve seviyor. Ciddi anlamda tarım yapıyoruz. Hem Manisa ekonomisine hem Türkiye ekonomisine katkı sağlıyoruz. Bütün bu potansiyele rağmen zorluklarımız da yok değil. Özellikle bu sene üzüm üreticisinin yaşadığı pazar sıkıntısı sorunun önemli bir kısmını ortaya çıkarıyor. Yani siz çok ciddi ovaya, çok ciddi bir üretim potansiyeline, çok markalaşmış bir ürüne sahip olmasınız olayı çözmeye yetmiyor. Daha başka şeyler yapmanız gerekiyor. Türkiye’nin kuru üzüm ihracatının yüzde 90’ı bizden yapılıyor olsa bile. Üzüm üreticimiz hadi ayaklarını uzatıp rahatlama şansına sahip değil. Bu bile olayı çözmeye yetmiyor. O zaman oturup olayı nasıl çözeceğimize kafa yormamız lazım.” dedi.
İyi tarım uygulamalarının da bu çerçevede geliştirilmiş bir yeni bir teknik olduğunu aktaran Vali Bektaş, “Bunun başka aşamaları da var. Özellikle dünyada yaygınlaşan organik tarım uygulamaları var. Ülkemizde organik tarım uygulamalarına ulaşmadan bir önceki adım olarak benim anladığım kadarıyla iyi tarım uygulamaları adında Tarım Bakanlığımız tarımsal üretimi bir miktar dana düzene sokmaya çalışıyor.” diye konuştu.
Manisa ovasında ne yapılsa az olacağını ifade eden Erdoğan Bektaş, “Biz herkesin yaptığını yaptığımızda başaramıyoruz. Çünkü herkes bizim yaptığımızı yapıyor ve pazarda ortaklarımız oluyor. Biz bu kadar kıymetli ve bu kadar kıymetli topraklarda, bu kadar kıymetli iklimde ve bu kadar kıymetli bir konjöktürde daha incelikli ve daha özellikle işler yapmamız gerekiyor. Ürettiğimiz ürünü katma değerini artırmamız ve pazarda söz söyleyen konuma gelmemiz gerekiyor. Bir takım basit zaaflar yüzünden inisiyatifi başkalarına, pazarın başka sektörlerine ve aktörlerine kaptırmamalıyız. Tam rekabet piyasası tam serbest piyasa ve arz-talep dengesi içerisinde hükmüne icra ediyor. Neticede bakıyorsunuz organize olamayan güçlü, olamayan genelde üretici kesimi kesenin altına gitmiş oluyor.”
Bektaş şöyle devam etti: “Doğrusu burada hem bize hem Tarım Bakanlığına çok iş düşüyor hem tarıma hizmetle yönlendirilmiş sivil toplum örgütlerimize çok hizmet düşüyor hem de çiftçilerimizin kendi aralarında organize olabildikleri kadar oluşturdukları örgütlere çok hizmet düşüyor. Fotoğrafın tamamını görüp, neticede üreticiyi mutlu ve memnun edecek sağlam bir pazarın oluşmasını sağlayacak pazarda, pazarlık gücünü geliştirecek tekniklere ulaşmamız lazım. İyi tarım bunlardan birisi, organik tarım bir başkası. Bun benzer tabi ki birçok usul var. Ürettiğimiz ürünü uygun zamanı bekleyin işte lisanslı depoculuk diyorlar bekleyin uygun zamanda pazara sürmeyi başarmak bir başkası. Ürettiğiniz ürünü biraz daha nitelikli biraz daha geliştirerek tarım ürünlerine sanayisine mal ederek biraz daha geliştirmiş halde piyasaya sürmek bir başkası. Bütün bunlara oturup kafa yormamız gerekiyor.”
Manisa Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Hasan Çebi de bu toplantının amacının üreticiler ile yerel, ulusal marketleri ve ihracatçıları bir araya getirerek, olması gereken tarım modelini geliştirmek ve çözüm odaklılık felsefesi ile son noktaya gelinceye kadar tüketicilere güvenilir gıda sunabilmek olduğunu bildirdi.
(CİHAN)