Çevre, tarım, sürdürülebilirlik konuları, genelde karamsar bir bakış açısıyla ele alınır. Ancak bazı uzmanlara göre, gıdanın geleceği oldukça parlak. Elbette, doğru adımlar atılırsa…
Gıda güvencesi, insanlığın karşı karşıya olduğu en büyük sorun olarak kabul edilebilir. İklim uzmanları dünyadaki tarımsal ürretimin yarısının yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu ve jeopolitik tehlikelerin küresel tedarik zincirlerini bozduğunu iddia ederken karamsar olmak kolay.
Ancak Flora Food Group’un Hollanda Wageningen’de düzenlediği “The Next Generation of Food Conference” konferansında konuşan yazar ve gıda sektörü öngörüleri yapan Futurity firmasının CEO’su Jack Bobo, küresel gıda sisteminin büyük bir başarı öyküsü olduğuna inandığını söyledi. Bobo, bu konuda yalnız değil, Dr. Gunhild Anker Stordalen de onunla aynı görüşte.
“Gıda sistemi, büyük bir başarı”
Dr. Stordalen, konuşmasında “Küresel gıda sistemi büyük bir başarıdır. Tam da kurulduğu amaç doğrultusunda, yani büyük miktarlarda ucuz kalori ve et üretmek için çalışıyor. Tarımda, mahsul bilimi ve sulamadan gübre ve pestisitlere kadar yapılan atılımlar sayesinde, kişi başına düşen kalori miktarı 1940’lardan bu yana 2 katına çıktı” dedi.
Sözü edilen bu büyüme, mevcut 8 milyarlık küresel nüfusu beslemek için gereken kaloriden %50 daha fazla kalorinin mevcut olduğu anlamına geliyor. Sorun, bu kalorilerin kötü dağıtılması ve bunun sonucunda bazı ülkelerin obezite salgınıyla, diğerlerinin ise kıtlıkla mücadele etmesi.
Kısa süre önce UCLA Rothman Aile Araştırmaları Enstitüsü’nün Yönetici Direktörlüğünü de üstlenen Bobo, gıda üretiminin doğru yönde ilerlediğine inanıyor. Gıda ile ilgili karbondioksit emisyonları küresel olarak düşüyor. Bu; rejeneratif tarım, gıda israfının azaltılması ve enerji verimli üretim yöntemleri gibi sistemik endüstri değişikliklerinin bir sonucu.
Buna ek olarak, gıda güvencesinin geleceğinde biyolojik çeşitliliğin önemi, birçok ülkenin dikkatini hızla çekiyor. Avrupa Birliği, doğayı korumak ve ekosistemlerin bozulmasını tersine çevirmek için kapsamlı ve iddialı bir Biyolojik Çeşitlilik Stratejisi oluşturdu. Benzer şekilde, Afrika Birliği Biyoçeşitlilik Stratejisi ve Eylem Planını başlattı. İngiltere ise biyoçeşitlilik kaybıyla mücadeleyi amaçlayan Ulusal Biyoçeşitlilik Stratejisi ve Eylem Planını oluşturdu.
Değişimin hızı, önemli bir sorun
Ancak gıda üretiminin hikayesi ne kadar iyimser, gelecekte gıda güvencesini korumaya yönelik mevcut çabalar ne kadar önemli olursa olsun, mevcut sistemde ciddi bir kusur var. O da değişimin hızı. Bobo, “Birçok açıdan bakıldığında, durum kötü değil. Daha da kötüye gitmiyor. Aksine, durum iyi ve daha da iyiye gidiyor. Ancak yeterince hızlı değil” dedi.
Gıda güvencesinin geleceği, gezegene daha iyi hizmet etmek için gıda sistemlerini geliştirmeye devam etmeye bağlı. Bu da inovasyona dayanır. Ancak Bobo, insanların inovasyonu sevmesine rağmen, değişimden nefret ettiğini düşünüyor. Birinin diğerini engellediği ise oldukça açık.

İnsanlığın yüzde 10’u yatağa aç giriyor
Sorun, insanlardan geleceği kucaklamalarını istemek yerine, gelecek için fedakarlık yapmalarını istemek. Başka bir deyişle, anlatıyı değiştirmek gerekiyor. Bobo, “Bu konuyu nasıl ele aldığımız, insanların direnip direnmeyeceğini veya bizimle daha hızlı ve daha iyi sonuçlar elde etmek için çalışıp çalışmayacağını belirler” diyor. Bugün dünyadaki insanların %10’u aç yatıyor. Ancak 30 yıl önce bu rakam %20, 60 yıl önce ise %30 idi.
Bobo, “Bir rakam kesinlikle kabul edilemez olabilir, ancak yine de geçmişte durumdan çok daha iyi olabilir. Geçmişi anlamak, bugünü takdir etmemize ve geleceğe hazırlanmamıza yardımcı olur. Dünya çok daha iyi bir yer haline geldi. Bugün, 1960’ta olduğu gibi, aynı miktarda arazide daha fazla tahıl üretiyoruz. Bu üretim, küresel nüfustan daha hızlı artıyor. Bu nedenle, nüfusun yüzdesi olarak açlık oranı azaldı” dedi.
Bobo endüstrinin, olumlu bir değişim için inovasyonun hızını artırmak üzere çiftçiler ve tüketicilerle nasıl işbirliği yapabileceğine odaklanması gerektiğini söylüyor. Ayrıca tedarikçiler, üreticiler, perakendeciler ve tüketiciler, mevcut sisteme bağlı kalmak yerine gelecekte farklı bir gıda sistemi planlamalı.