Pazarlarda malzeme bahara döndü. Enginarlar, taze bakla, mini minnacık bezelyeler, taze soğan, taze sarımsak fışkırıyor tezgahlardan. Ben de sizinle birkaç bahar tarifimi paylaşayım.
Epeydir yemek yapmıyorum. Geçen haftalardaki haletiruhiyem devam ediyor. Ekmek yapıyorum, deli gibi. Ama yemek sadece karın doyurmak hedefli. Hani hep ‘ağzımın tadı yok’ denir ya… Benim gerçekten şu ara ağzımdaki tat reseptörleri çalışmıyor. Daha yemeği yapmadan elimdeki malzemeyle ağzımda oluşuveren o tada doğru yönlenip pişirdiğim durum, şu aralar hiç olmuyor. Kurudum yani. Malum dişlerimi yaptırdım, ağzımdaki fiziksel his değişti ve daha tam da alışamadım; hem de mevcut gündem sebebiyle keyif yok.
Ama tabii ne mevsim ne toprak politik durumu takip ediyor. Pazarlarda malzeme bahara döndü. Enginarlar, taze bakla, mini minnacık bezelyeler, taze soğan, taze sarımsak fışkırıyor tezgahlardan.
Kuşkonmaz da çıktı, körpecik, kütür kütür. Eh, oğlak zamanı da geldi, paskalya kapıda. Yani hayatım boyunca ağzımı, hayallerimi coşturan tüm malzeme burada ve bende tık yok. Hakkımda hayırlısı.
Şimdi buraya birkaç bahar önerisi iliştireceğim, eski yıllardan, coşkuyla yemek pişirdiğim günlerden. O günlerin tekrar gelmesi ve mutfağıma, damağıma yeniden neşe dolması dileğiyle…
Bezelye püresi & somon fırın
Somon, deniz alası ya da beyaz etli herhangi bir fileto ile yapabilirsiniz bunu. Mühim olan taze bezelyeleri ayıklayın, sirkeli suya basın, hani kurt murt neyin varsa diye. O sırada biraz taze sarımsak ve/veya taze soğandan bir yatak yapıp, tuzlayıp karabiberlediğiniz, az da taze zencefil rendesiyle lezzetlendirdiğiniz balık filetolarını zeytinyağı ile sıvazlayıp o yatağa yatırın. Kenarda dursun. Fırını da 220 dereceye ısıtın.