Osman Müftüoğlu
Şimdi çok daha açık ve net olarak biliyoruz ki bu muazzam molekülün bilinen marifetleri dışında “akla ziyan” görevleri ve faydaları da var. Zaten böyle olduğu içindir ki son yılların en popüler vitamin desteklerinden biri hatta birincisi oldu. Özellikle pandemide muazzam bir D vitamini furyası esti. İsterseniz yaklaşan yazla birlikte daha da sık gündeme gelecek olan D vitamini gücü ve üretimi meselesini ve bu vitamine ilişkin doğru bilinen yanlışlar ile yanlış bilinen doğruları yeniden hatırlamaya çalışalım. Dosyamızın ilk bölümünü bugün açıyoruz, hazırsanız buyurun…
İYİ BİLGİ 1
ONU SADECE BESİNLERLE KAZANMAK MÜMKÜN DEĞİL
D vitamini yağda eriyen bir vitamin. Ama ne yazık ki zannedildiğinin aksine yağlar dahil besinlerin tamamında çok az -mini minnacık miktarda- D vitamini var. Balık yağı, yağlı balıklar, karaciğer, süt ürünleri ve yumurtada bir miktar D vitamini bulunsa da bu besinlerin hiçbiri bize bedenimizin ihtiyaç duyduğu miktarda D vitaminini kazandıramaz. Bedenlerimizi D vitamini zengini yapmanın tek yolu var: Akıllıca, sık sık, yıl boyu güneşlenmek.
İYİ BİLGİ 2
GÜNEŞLENMEK ŞART
SAHİP olduğumuz D vitamini rezervinin yüzde 90’ından fazlası güneşteki ultraviyole ışınlarının (290-320 nanometre aralığı) derimizle temasından sonra üretiliyor. Güneş ışınları aracılığıyla deride üretilen bu öncül -ve etkisi sınırlı- D vitamininin önce karaciğerde sonra böbrekte ardı ardına 2 ayrı işlemden geçmesi gerekiyor. Bu iki işlemden sonra D vitamini ancak gerçek ve güçlü D vitamini olabiliyor(!).
İYİ BİLGİ 3
ETKİLİ D VİTAMİNİ HANGİSİ
AKTİF yani etkili D vitamini, tıp terminolojisinde “1.25 Dihidroksi Vitamin D3” olarak biliniyor. Bu aktif vitamin, serumda özel bir proteine bağlanarak organ, doku ve hücrelerimize taşınıyor. Hücrelere ulaşan D vitamini ise süratle “kendine özel reseptörlere/almaçlara” bağlanıyor. Bu reseptörlere “D vitamini reseptörleri” adı veriliyor. Tekrarlayalım: D vitamini hücrelere ulaştığında ancak bu reseptörlerle temasa geçtiği takdirde etkisini gösterme imkânı bulabiliyor. Bir hatırlatma daha: D vitamini ile ilişkiye giren bu çok özel reseptörler hücrelerimizin duvarında, içinde, çekirdeğinde yani her yerinde mevcut. Kısacası D vitamininin kendisi kadar “reseptörlerin gücü” de önemli bir ayrıntı.