Türkiye’de tarım sektörü uzun yıllardır kronik sorunlarla boğuşsa da çiftçi eylemlerine pek rastlamayız. Ama son dönemde farklı il ve ilçelerde farklı ürünlerle ilgili protesto gösterisi ya da eylemlere şahit oluyoruz. Bu da aslında düne kadar “sesini çıkarmayan kesim” olarak eleştirilen çiftçilerde artık bıçağın kemiğe çoktan dayandığını gösteriyor.
Önce son günlerde yaşananları hatırlayıp sonra da neden ve sonuçlarını değerlendirelim. Geçen hafta Bursa-İzmir otobanını bir süreliğine kapatarak seslerini duyurmaya çalışan domates üreticileri Türkiye’nin gündemine oturdu.
Sonraki günlerde benzer bir protesto gösterisi Balıkesir’de gerçekleştirildi. Malatya’da kayısı, Gaziantep’te fıstık ile ilgili ufak çaplı da olsa benzer protesto gösterileri yaşandı. Manisa’da bazı üreticiler para etmeyen kavun ve karpuzu vatandaşa bedava dağıtarak farklı bir eylem yöntemi seçti.
Bunların bir kısmı ana akım medyada haber oldu, bazıları sosyal medya üzerinden sınırlı bir kitleye ulaştı. Kamuoyu ne kadar farkında bilemiyoruz ama çiftçi genel itibarıyla mevcut tablodan oldukça rahatsız.
Fiyatlama sorununa yönelik sesini yükselten çiftçilerin sayısı artsa da bu protestolar bize göre buzdağının görünen kısmı… Bir de mevcut fiyatlara tepkisini eyleme dönüştürmeyen önemli bir çiftçi kesimi de var.
Peki, bu noktaya nasıl gelindi? Çiftçi neden yollara dökülüyor? Neyi protesto ediyor ve kimden ne bekliyor? Bu soruların yanıtını ararken tekrar geçen haftaya dönelim.
Bursa’da çiftçiler, Karacabey ve Mustafakemalpaşa ilçelerinde başta salçalık domates olmak üzere yetiştirdikleri ürünlere verilen fiyatlara yönelik eylem gerçekleştirdi.
Karacabey ve Mustafakemalpaşa ziraat odalarının çağrısıyla, tarımda yaşanan sorunlara dikkat çekmek isteyen yaklaşık 5 bin çiftçi, 1000 civarında traktörle Karacabey TİGEM önünde toplandı. Artan maliyetlere karşın ürünlerin para etmediğini ve zarara uğradıklarını dile getiren çiftçiler, seslerini duyurabilmek adına Bursa-İzmir karayolunu kapattı.