Gıdada tağşiş skandalları nasıl önlenir?

0
483

Gıda ürünlerinde taklit ve tağşiş, ülkemizde olduğu kadar tüm dünyayı ilgilendiren bir sorun. Peki son dönemde yaşanan tağşiş skandalları neler? Bunlar nasıl önlenebilir?

Gıda güvenliği profesörü ve Belfast Queen’s Üniversitesi Küresel Gıda Güvencesi Enstitüsü’nün kurucusu Prof. Chris Elliott’ın newfoodmagazine.com’da yayınlanan makalesinde, gıdadaki tağşiş skandallarının nasıl önleneceği ele alındı.

İngiltere’deki Ulusal Gıda Suçları Birimi’nin ette yapılan tağşişlere ilişkin başlattığı büyük soruşturmaya şaşırmadığını; ekonomik kriz, gıda firmalarının üzerindeki maliyet baskısı, devlet finansmanındaki kesintiler nedeniyle gıda denetim ve testlerinin aksaması ve Brexit’e bağlı olarak denetimlerin azalması gibi sebeplerle bu yıl içerisinde bir gıda tağşiş skandalı beklediğini aktaran Prof. Chris Elliott, büyük firmalara kıyasla küçük – orta ölçekli işletmelerin gıda tağşişi riskine karşı daha savunmasız olduğunu ifade etti.

Prof. Chris Elliott, “Teknik imkanları oldukça sınırlı olan KOBİ’lerin test programları çok az var ya da hiç yok. Yerel otoritelerin numune alma ve denetimleri de son derece kısıtlı olduğundan, bu durum İngiltere’deki çok sayıda gıda işletmecisinin tağşişe karışmasını engelleme konusunda büyük bir boşluk yaratmaktadır. Birçok işletme kendilerini korumak için güvenilir iş ilişkilerine ve standart denetimlere başvuruyor. Güven harika bir şeydir ancak her zaman bir tür doğrulamaya ihtiyaç duyar” diye konuştu.

 

Denetimler yeterli mi?

İngiltere’deki gıda denetimlerine de değinen Prof. Chris Elliott, “İngiltere gıda sektöründe yaygın olan standart denetimlerin bu doğrulamayı sağladığını düşünenler ne yazık ki yanılıyor. Amaçlarından biri hileli faaliyetleri tespit etmekse, bu denetimler amaca uygun değil. Önceden ilan edilen bu denetimler, dolandırıcılara suç delillerini örtbas etmek için bolca zaman tanımaktadır. ‘Gizli depolama tesisleri’ ve denetimler başlamadan önce fabrikalardan çıkan kamyonlar dolusu tehlikeli ürünün denetimler bittikten sonra geri döndüğüne dair hikayeleri duyuyorum.

Denetimlerdeki bu hatayı geçmişte de vurguladım. Büyük firmalar habersiz denetimlere geçerek bu dönüşümü sağladı. ‘Cehennemden gelen denetimler’ olarak tanımlanan bu denetimlerin birçok şüpheli uygulamayı ortaya çıkardığını hatırlıyorum. Benim ilk eylem çağrım, İngiltere’deki tüm gıda denetim sisteminin daha az sayıda, ancak çok daha titiz, habersiz, dürüstlük temelli denetimlere geçmesi” dedi.

Gıdada taklit, tağşiş ve hilelerin azaltılması için nasıl önlemler alınabilir?

Tağşişlere karşı alınabilecek diğer tedbirlerden de bahseden Prof. Chris Elliott, “İkinci önerim ise Gıda Endüstrisi İstihbarat Ağı’nın (FIIN) işletmeleri ve tüketicileri tağşişten korumak için geçmişte başarılı bir şekilde yaptığı gibi, bu konuda da adım atması. Bu kurumun verilere, istihbarata ve eğitim materyallerine erişim olanakları son derecede iyi. Artık KOBİ’lerin de buna erişmesinin zamanı geldi. FIIN’in bunun için hazır olduğunu ve buna göre yanıt vereceğini biliyorum.

Ancak sektör örnekleme ve testlerdeki azalmayla tek başına başa çıkamıyor. Dolayısıyla üçüncü eylem çağrım da hükümetin KOBİ’ler arasında tağşişe karşı zayıflığı kabul etmesi, buradan hareketle amaca uygun numune alma ve test programlarına yatırım yaparak yanıt vermesi” ifadelerini kullandı.

 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz