Gıda ürünlerinde devlet denetimlerinin yetersizliğine dikkat çeken Aynes Yönetim Kurulu Başkanı Nevzat Serin, ülkemizde gıda sektöründeki sistemin tam oturmadığını söyledi.
Tarım Bakanlığı’nın laboratuvarlarıyla sürekli problemler yaşadıklarını ifade eden Serin, ilgili kişilerin ürünlerini alıp laboratuvara götürdüğünde mikrobiyolojik anlamda kirli olduğunu söyleyerek ceza yazdığını ve itiraz hakkı tanınmadığını vurguladı: “İncelerken paketin içerisinde boş kalan yere gıda az basıyor, ürünün ömrünün daha uzun olması için. Laboratuvar bunu alıyor pipetle batırıyor, puf diye gaz çıkıyor. Gaz çıkarken etrafta bir kirlilik varsa o pipete bulaşıyor ve ürün kirli çıkıyor. Biz rapor yazdık ve bunu makasla açmaları gerektiğini söyledik fakat hiçbir şey yaptıramadık. Aslında ürün diğerinden daha sağlıklı. Biraz da bizim taraftan bakmaları gerekiyor.”
Bugün TV’deki Üç Nokta programında konuşan Serin, bu durumda üreticinin de çelişkide olduğunu belirterek, devlete güvenmekte tereddüt yaşadıklarını söyledi. Gıdada hile yapan işletmelerin de kapatılması gerektiğini dile getiren Serin, piyasada yüzlerce hileli ürün bulunduğunu hatırlattı. Meclislerde tesisleri ifşa etmenin yetmeyeceğini ve işletme sahibine ayrıca 2-3 yıl hapis cezası verilmesi gerektiğini kaydeden üst yönetici, “Mesela yoğurdumu, ben size 3 liraya veriyorum siz satıyorsunuz 4 liraya, bir başka market 2,5 liraya satıyor. Benim maliyetimin olmadığı yerde perakende satılıyor. Burada da haksız rekabet oluşuyor. Bu işi doğru yapanların haklarının korunması için merdivenaltı üreticilerin bertaraf edilmesi lazım. Gelir seviyesi düşük olan insanlar 10 liraya kaşar peyniri olmayacağını bile bile alıyor. Burada iş Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nda, onların denetlemesi lazım.” diye konuştu.
Türkiye’de 4 tesisin Avrupa Birliği’ne (AB) süt ve süt ürünleri satmak için izin aldığını kaydeden Serin, bunun için ülkemizdeki bazı çiftlikleri AB onaylı yaptıklarını belirterek, şu anda Türkiye’de 14 tane AB onaylı çiftlik bulunduğu bilgisini verdi. AB’de fiyatlar çok düşük olduğu için satış yapılmadığını dile getiren Serin, “O gün de fiyat rekabetinden dolayı satamayacağımızı biliyorduk ama AB Türkiye’nin bir prestijiydi. AB ile Rusya anlaşırsa satışa devam ederiz. Mecburen almak zorunda olan müşteriyle karşı karşıyayız. Onun için şu an tedirgin değiliz ama ilerisi için ve ihracatçılar için tedirginiz. Müşteriler almak zorunda ama onu öyle bir amaçla kullanırsak kaybederiz. Tarım Bakanlığı geçici izin alabilmek için Rusya’daki bakanlıklarla uğraşıyor. Ekonomi ve Tarım Bakanlığı arasında anlaşmazlıklar var. İnşallah bunlar biter ve pazarda hızlı bir yer ediniriz.” ifadelerini kullandı.
MARKETTEN ALDIĞINIZ SÜTÜ KAYNATMAYIN!
Pastörize sütün sıcaklığı 80 dereceyi geçmemeli, süt kaynatılınca besin değeri kaybolur.
Marketten alınan süt sadece ısıtılmalı çünkü süt ürünlerinin tamamı ısı işlem gördükten sonra tüketiciye sunuluyor.
İçme sütü için ısıtma süresi 30 saniye olmalı. Bu süre aşıldığı takdirde besin değerleri kaybolmaya başlıyor.
Günlük sütün pahalı olmasının sebebi, iade olasılığı sebebiyle oluşan lojistik gibi maliyetlerden kaynaklanıyor.
Pastörize sütün besin değeri daha iyi. Eskiden pastörize edilirken besin değeri yüzde 10 kayboluyorsa şimdi bu oran yüzde 1’lere düştü.
http://www.zaman.com.tr/