Öğr. Gör. Raif Bakova
İstanbul Kültür Üniversitesi – IIBF Öğretim Görevlisi
Arş. Gör. Şerif Yüksel
İstanbul Kültür Üniversitesi – IIBF Araştırma Görevlisi
Türkiye ekonomisinin aylık ve yıllık enflasyon rakamları her ayın 3. günü TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu) tarafından açıklanmaktadır. Bayram ve tatil günleri nedeniyle bir sonraki ilk iş gününe ertelenme dışında açıklama günü 3. gündür. Nisan verileri Şeker Bayramı nedeniyle 5 Mayıs 2022 günü saat 10:00’da açıklandı.[1]
TÜİK verilerine göre; TÜFE’de 2022 Nisan ayında; önceki aya göre yüzde 7.25, önceki yılın aralık ayına göre yüzde 31.71, önceki yılın aynı ayına göre yüzde 69.97 ve 12 aylık ortalamalara göre yüzde 34.46 artış oldu.
Yani Nisan 2022 verilerine göre “Nisan enflasyonu yüzde 7.2 olurken yıllık enflasyon yüzde 69.97 olarak gerçekleşmiş bulunuyor. Enflasyonun kaynakları ise hizmetler sektöründen başlayarak sağlık, haberleşme ile sürüyor ve Nisan 2022’de en yüksek artışın olduğu ana gruplar gıda ve alkolsüz içecekler ile konut ve giyim sektörüyle tamamlanıyor.
Bu tablonun özeti, fiyatların mal ve hizmetlerde artışının varlığını ve sürdüğünü açık olarak göstermektedir. Sonuç ise Nisan 2022 itibari ile ülkemiz ekonomisinin “Enflasyon Oranı”nın yüzde 70 olmasıdır. Oluşan pahalılık ortamı ile yurttaşın alım gücü düşmüştür. Hayat pahalılığı konusu halkın gündemindedir ve makroekonomik göstergeler gittikçe bozulmaktadır. Bir ekonomi kanalında[2] yayınlanan aşağıdaki tablo uluslararası alandaki konumumuzu açık olarak belirtmektedir. Nitekim üyesi olduğumuz G20 ülkeleri arasında en yüksek enflasyon (%70) Türkiye Ekonomisi’nde gerçekleşmiştir. Tabloda görüldüğü gibi en az enflasyonu olan ülkenin (Japonya) gerçekleşen enflasyonu yüzde 1.2 dir. Dünyanın gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerinin yer aldığı G20 oluşumunda böylesi büyük fark (70/1.2) gelişmişlik düzeyinin de kötü olduğunun göstergesidir. ABD’nin orta sıralarda olması ise (yüzde 8.5) Türkiye’nin durumunu yeterince açıklığa kavuşturmuyor. Çünkü ABD, 35 yıl sonra covit19 pandemisi nedeniyle yüksek enflasyonu yaşamaktadır. Aynı zamanda ABD, dünyanın en yüksek GSYH’ye sahip, ulusal parası rezerv para olan ve teknolojisi en yüksek ülkedir.
Oysa ülkemizin enflasyon başta olmak üzere ekonomik sorunları pandemi dışı faktörlerden kaynaklanmaktadır. Döviz kuru ve yüksek faizden kaynaklanan bir dizi mali sorun gündemdedir. Bütçe açıkları ve cari açık bunlardan iki önemlisidir. Ancak yazımızın konusu enflasyon olduğundan artan fiyatlar karşısında yapılması gerekenlerden bazısının üzerinde duracağız. Çözümü, bilim ve aklın oluşturduğu “iktisat politikası”nı uygulamaktır. Bu konuda Hazine ve Merkez Bankası’na büyük görev düşmektedir.
İktisat bilimine göre, ekonomi politikasını Hazine adına Merkez Bankası yürütmektedir. Üniversitemiz hocalarından Prof. Dr. Ali Özgüven’e göre merkez bankalarının birincil görevlerinden en önemlisi şunlardır: